Kayserispor kümede kaldı ama nasıl? Şimdi gelelim asıl meseleye!
Kayserispor, zor da olsa kümede kalmayı başardı.
Sezon başında Hari Vukas’sız bir Burak Yılmaz’ın yetersizliği, Sinan Kaloğlu’nun tecrübesizliği gibi unsurlar bizi ister istemez dibe çekti.
Başkan Ali Çamlı’nın Sinan Kaloğlu ısrarı ve sürekli geriden gelen maaşlar derken, Kayserispor Adana Demirspor’dan sonra ikinci düşecek takım olarak gösteriliyordu.
***
Ancak, işin rengi öyle olmadı, MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’un Nurettin Açıkalın planı ve ısrarı tuttu.
Başarı geldi gelmesine ancak, şundan dolayı demek diğerlerine büyük bir haksızlık olur.
Başkan Nurettin Açıkalın, kesenin ağzını açmamış olsaydı, şu an bambaşka şeyleri konuşuyor olabilirdik.
Maç bitiminde sayın Baki Ersoy’un da belirttiği gibi baş mimar kesinlikle Nurettin Açıkalın’dır.
***
Nurettin Açıkalın, bugün itibariyle 135 gündür geminin başında fırtınalara, kasırgalara, tufanlara meydan okuyarak, büyük bir fedakarlık yaptı.
Futbolcuların ve kulüp çalışanlarının geriden gelen maaşlarını ödedi, galibiyet primlerini 500’er bin TL gibi astronomik rakamlara çıkardı ve kafalar rahatladı. (Cebinden 300 milyon TL gibi bir rakam verdi)
Adam gibi bir teknik direktör olan Sergej Jakirovic ve sağlam bir ekip de işin içine girince motivasyon tavan yaptı ve Kayserispor, çok şükür korkulu rüya görmedi.
Ben sezon başında ‘Bu takım düşer, ama…’ diye yazdım.
***
Futbolculara paralarını ödemeleri durumunda ise kalabileceğimizi yazdım, isteyen açıp bakabilir.
Futbolculara dayalı bir sistemin mecburiyeti içinde kaldık!
Para verince oynayan, vermeyince ise oynamayan futbolcularla zor da olsa gemiyi karaya yanaştırdık.
Bu takımı kurtaran da bu futbolcular, rezil sonuçlar alan da yine bu futbolcular!
***
Doğru zamanda doğru tuşlara basılınca neler yapılabildiğini herkes gördü.
Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe örneğini vermiştim hatırlarsanız…
Fenerbahçe, Türkiye’nin para problemi olmayan birkaç kulübünden biri, dünyanın en iyi hocalarından biri de onlarda, hatta Türkiye’nin en iyi taraftar desteğine sahip birkaç kulübünden biri de yine onlar, ama 11 yıldır şampiyon olamıyorlar…
Neden, çünkü başarıya aç futbolcu grubu yok, hepsinin gözü de, cebi de doymuş, başarıya aç, genç, gelecek hayali ve hedefi olmayan futbolcularla ancak buraya kadar gelebiliyorlar.
***
Aile havası yok, her futbolcusu isim yapmış, ama asker futbolcu eksikliği tavan yapmış, herkes komutan takılıyor, dolayısıyla da başarı gelmiyor.
Futbolculara dayalı sistem dedik ya, transfer tahtamız kapalı olduğu için Mehdi Bourabia gibi 250, bilemedin 300 bin Euro verilecek bir futbolcuya 1 milyon dolar vermek zorunda kaldık, bu bize ders olsun.
Para için Mame Thiam gibi altın yumurtlayan tavuğu sattık, yerine Nazon ve Bahoken’i aldık, bir buçuk sezon içinde düştüğümüz durumlara bakın.
Başarı da başarısızlık da kesinlikle yönetimindir, iyi yönetilmeyen hiçbir kulüp başarı elde edemez.
***
Nurettin Açıkalın, bu kulübü çok iyi yönetti, primlerde rekor kırdı, tek maça 15 milyon TL gibi bir rakamı çıkardı verdi ve bu başarıda kilit adam oldu.
Sergej Jakirovic gibi gözlerinden ateş fışkıran bir teknik direktör de takımı ekibiyle birlikte analiz ederek, çok gol yenmesini, az gol atılmasını, futbolcuların düşük performanslarını önemli dokunuşlarla tavana çıkardı.
Futbolcular da para kazanarak, daha çok kazanma isteğiyle daha çok çalışıp, daha çok koştular, hocalarının verdiği taktiklere uyarak, mutlu sona ulaştılar.
Eğer MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Nurettin Açıkalın’ı başkan olarak ikna etmemiş ve paralar ödenmemiş olsaydı, şu an 1. Lig’e düşmüş bir Kayserispor’u konuşuyor olacaktık.
***
Burada aslan payı her ne kadar da Nurettin Açıkalın’a verilse de onun yönetimini de görmezden gelemeyiz, onlar da inanılmaz işlere imza attılar.
Kapalı Kale Taraftarlarının inanılmaz desteğine ne demeli, onlar da bu payda büyük önem arz ettiler.
Sergej Jakirovic ve ekibi zaten tartışılmaz, ama biz basın mensuplarının da büyük emeği olduğunu söylemek isterim.
Başkan Nurettin Açıkalın ve sevgili Baki Ersoy da Allah var, bu konuya değindi Antalya maçının bitiminde, güçlü bir basın, güçlü bir iletişim demektir.
***
Evet, asıl iş şimdi başlıyor dedik, ama yazı biraz başka yerlere gitti gibi görünse de yüklemi koyalım ve adam akıllı bir transfer politikasıyla, planlamalarla hareket edelim.
Takım uçurumun kenarındayken alındı, yukarı taşındı, ama bu dokunuşlar, emekler zayi edilmemeli.
Mehdi ve birkaç ismini sonradan açıklayacağım futbolcuların ‘Para varsa koşar oynar, mücadele ederiz; yoksa koşmaz, oynamayız’ diyen bir yapıyı bozmak lazım.
Kadromuz iyi, ancak futbol tabiriyle söylüyorum ‘Papaz, paracı, kulisçi, her şeyi kendinden bilen’ her kim varsa bal da olsa, altın da olsa gönderirim.
***
Kimse Kayserispor’dan daha büyük değil, ucuz maliyetli, hocanın tanıdığı, uzun yıllar takımda top koşturacak, yetenekli, özellikle ve özellikle karakterli oyuncuları bulup, takıma kazandırmalıyız.
Yoksa, Süper Lig’de kaşar olmuş, paraya oynayan, aidiyet duygusu bulunmayan kim varsa bu takıma alınmasın.
AZ Alkmar’ın yolundan gidelim, sahada yeteneklerden ziyade karakterlerin oynadığını unutmayalım.
Bir futbolcu alınırken, 3 liralık bedele, 100 lira vermeyelim, bu takıma yazık ederiz.
***
Buna sevgili MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’un müsaade etmeyeceğini biliyorum, bu takım zor günler yaşadı.
N’tep’ler, Tavaresler, Kanga’lar, Luckassen’ler, Alibec’ler, Manzala’lar bize ders olmuştur umarım, bunun gibi 50 tane futbol sayarım, menajer oyunlarına gelmeyelim.
Çok iyi bir hava oluştu, umarım bozulmaz, yönetim, şehrin ileri gelenleri, taraftarlar, futbolcular ve basın mensupları bu takımı sahiplendi, önümüzdeki sezon İnşallah yukarıya, Avrupa’ya oynayan bir Kayserispor izleriz ve bu hep böyle devam eder…