Maç sonrasında ‘Tatil havası’ diye köşe yazmıştım…
Futbolcuların bazıları, kulağımıza geliyor ‘Çok yorulduk, 4 gün izin iyi oldu’ gibi söylemlerle haklı çıkmaya çalıştıklarını duyuyoruz.
Evet, Kayserispor, çok yoruldu…
Ama, futbolcuları verilen 4 günlük izin çok fazla ve gereksiz.
Bazı futbolculara özel olarak ekstra 2 gün daha izin verilebilir, ama toplamda verilen 4 günlük izin bizi geriye çeker.
Hele ki, son iki maçını kaybetmiş ve form düşüklüğü yaşayan takıma verilen bu izinin mantığını çözmeye çalışıyorum, ama bir türlü bulamıyorum.
Eğer bulan varsa söylesin.
Eğer, son iki maçtan özellikle de Karagümrük maçından sonra galip gelinseydi, yine 4 gün olmazdı, ama en azından 3 gün izin verilebilirdi.
Başarı sonucunda prim ile ödül varken, başarısızlık neticesinde de ceza olmalı.
4 günlük izin, futbolculara resmen primdir, başarısızlık sonucunda ceza niteliğinde 2 gün izin verilebilirdi
Futbolcu kardeşlerimize sormak gerekiyor, ‘Ne yaptınız da yoruldunuz?’
Pardon, Çaykur Rizespor maçı sonrasında Erik Dalı oynarken, buna ek olarak da Hatayspor galibiyetinin ardından gelen sevinçle davul zurna eşliğinde oynarken yorulmuş olabilirler!
Yahu, kardeşim, burası Süper Lig! Hiç şakaya gelmez.
Bir anda küme düşersiniz, farkında bile olmazsınız.
Zaten, galip geldiğimiz maçların ardından erik dalı ve davul zurnanın abartı olduğunu dile getirmiştim.
Lig biter, hayal mı çekersiniz, konvoy kurup Türkiye’yi mi turlarsınız, timsah dansı mı yaparsınız bilemem, ama bu takımın şu anki görüntüsü paraşütsüz olarak 1. Lige doğru hızlı düştüğünü görüyoruz.
Futbolcu için çok önemli olduğunu düşünmüyorum.
Parasına bakar, burası olmadı, önümüzdeki yıl başka takıma gider!
Ama, yönetim, bunun faturasını nasıl öder onu da bilemiyorum.
Konu anlaşıldı umarım
***
Evet, Kayserispor, geçtiğimiz sezonki süreci yine yaşıyor…
Bu yıl, biraz daha başarılı gibi görünsek de sonunu getiremiyoruz.
Geçtiğimiz yıl Hikmet Karaman, Samet Aybaba, Bülent Uygun ve Robert Prosinecki ile çalıştık.
Sonucunda ise, küme düştük.
Bu yıl da Bayram Bektaş, Samet Aybaba, Dan Petrescu arada Uğur Kalıksız – Alper Kelkitli ve nihayetinde ise, Hamza Hamzaoğlu ile anlaştık.
Film başa mı sarıyor?
Yine aynı kâbusu mu göreceğiz?
Evet, bu sorular gün geçtikçe çığ gibi büyüyor.
***
Hamza Hamzaoğlu tercihi, bence mantıklı.
Uğur Kulaksız – Alper Kelkitli tılsımı ne yazık ki bozuldu.
İstifaydı, geri döndü vb. söylemlerle sona erdi.
Takımda çok iyi bir hava oluşmuştu, ama sürdürme başarısında bulunamadık.
Burada başrolde suçlular var, ama kendi evlatlarımıza sahip çıkamadık.
Kendi evlatlarımız derken, Uğur hoca Konyalı, Alper hoca da Sivaslı, ama bu takıma uzun yıllar hizmet ediyorlar ve geleceğimizin teminatları olan gençlerimizin altyapıdan hocaları…
Taraftar, bu hocaların arkasında durdu,ama hocalar gereğini yapamadı.
Yönetim de bu hocalara şans verdi ve yine hocalar gereğini yapamadı.
Uğur ve Alper hocada da suç yok değil!
Neyse, bu konu farklı ve uzun sürer…
***
Hamza Hamzaoğlu, Kayserispor’a hayırlı olsun.
Hamza hocanın, ligi iyi bilmesi, bizi yakından tanıması ve son olarak da geçtiğimiz sezon Gençlerbirliği’ni kümede tutması iyi bir tercih gibi görünüyor.
Hamza hoca, son derece disiplinli, efendi, bilgili ve az öncede de belirttiğim gibi ligi iyi biliyor, nasıl bir süreç geçirecek epeyce bir antrenmanlı.
Yeni Malatyaspor’da kimyası tutmadı, ama Kayserispor’da başarılı olacağını düşünüyorum.
Hocanın, ‘Ben geldim, burada benim borum öter’ diyerek, birkaç futbolcuya kafa tutmamasını tavsiye ediyorum.
Burası Kayserispor, illaki problem var ki, hoca geldi.
Samet Aybaba gibi kendi başına buyruk bir hareket, Hamza hocayı da başarısızlığa taşır.
Hafta içi daha da detaylı bir şekilde Hamza hoca konusuna değineceğimi belirterek, yazıma son veriyorum.