Kayserispor’da bir dünya transfer yapıldı.
Keşke bu transferler sezon başında kadro mühendisliği yapılarak, işi bilen insanlar tarafından gerçekleşmiş olsaydı.
Hep keşke diyoruz, ama nafile iş işten geçiyor.
***
Bu kadar fazla transfere ihtiyaç var mıydı?
Bence yoktu, 1 stoper, 1’de forvet alınsaydı, zaten takımın iskeleti iş görür haldeydi.
Bir yandan transfer yapılırken, diğer yandan da elinizden futbolcu çıkarmak zorunda kalıyorsunuz.
Futbolcular da gitmek istemeyince, o zaman olan Kayserispor’a oluyor.
Parayı Berna başkan veriyor olabilir, ama fatura Kayserispor’a çıkıyor.
Berna Gözbaşı, Allah razı olsun, geldiği günden beridir, borç üzerine borç ödüyor, transfer tahtasını açtırıyor, işe yaramayanları az bir para ile geleceğe borç mirası bırakmamak adına elinden geleni yaparak gönderiyor ve takımın başarısı için transfer yapmaya devam ediyor.
Buraya kadar tamam!
Ama, yapılan bu transferlerin sağlamasını da yapmak gerekiyor.
Şu ana kadar 8’in üzerinde oyuncu transferi yapıldı.
Dile kolay, bunca futbolcu alınacaktı da, neden sezon başında Bülent Bölükbaşı’na takılıp kaldınız?
Söyleyince insanlar yanlış anlayabiliyor.
***
Evet, dün geceye kadar transfer devam edeceğinden ötürü sayıyı şu an tam olarak söylemek mümkün olmuyor.
Diyelim ki, 9 tane ara transferde takviye yaptınız, yani yukarıda da belirttiğim gibi bu takviyelerin sağlaması, sezon başında 9 kez yanlış transfer yapmışsınız anlamı da taşıyor.
Berna Gözbaşı’na da yazık oluyor, taraftara da, aynı zamanda da Kayserispor’a!
***
Gitmek istemeyenlerin parasını da ödüyorsunuz, çöp olarak transferlerin parasını da, aynı zamanda yeni takviyelerin de!
Yani, öylesine zahmetli ki bu işler, yönetim sezon başında iş bilmez insanların gazına gelip, şu an büyük sıkıntı çekiyor.
Bu verilen paralara yazık değil mi?
Tek derdimiz eğer Kayserispor ise, tek kuruşunun boşuna harcanmasına hiç kimsenin gönlü razı olmamalı.
Geçtiğimiz sezon devre arasında 1.6 Milyon Euro’ya 9 tane transfer yapıldı, takım normal şartlarda düştü, ama Robert Prosinecki’nin kurduğu kadro, belki çok iyi değildi, ama ikinci yarının en iyi çıkış yapan 10 takımının arasına girmiştik.
Sezon başında Robert Prosinecki’nin 9 tane takviye lazım raporuna, ‘Bu adam işi bilmiyor, 9 tane adamı nasıl alacağız, gönderelim gitsin’ diyen Bülent Bölükbaşı’nın Kayserispor’a yaptığı zararı ilerde çok acı bir şekilde göreceğiz.
Bölükbaşı gitti, ama enkazları yavaş yavaş çıkıyor.
İlk zararı da kendisinin getirdiği ve arkasında durmadığı Bayram Bektaş, bunu da bir kez daha açıklamakta yarar var.
Robert Prosinecki’yi kötüleyen ve gönderilmesinde büyük pay sahibi olan Türkiye’nin en iyi sportif direktörü sayın Bülent Bölükbaşı (!) 15+1 futbolcu transfer ettirdi, bu oyuncuların neredeyse yüzde 80’i çöp çıktı.
(Fernandes, Kanga, İlhan Depe, Ackah, Muğdat, Ömer Uzun, Manzala)
Şu an için İnşallah, yine Bülent Bölükbaşı’dan akıl alınmıyordur, eğer öyle bir durum varsa vay halimize…
Kaç kere yazdım, çizdim, ama hep diyorum ya ‘Siz ne derseniz deyin, imam hep bildiğini okuyor’ diye.
Bu kadar transferin aynı zamanda uyum sürecine ihtiyacı var.
Son 6 maçın 4’ünü kazanan takımın 9 tane transfer yapılmasındaki mantık nedir, halen çözemiyorum?
Burada Berna Gözbaşı’nın fedakarlığını ve yönetimin gecesini gündüzüne kattığını da hesaba katmak gerekiyor, ama yine mi lades olacağız diye korkmuyor da değilim.
Her ne kadar da dost acı söyler mantığını anlamayan çok olsa da söylüyorum, “Kayserispor, başarılı olsun, başka bir şey istemiyorum”
İnşallah, yanılırım, Dan Petrescu’nun kuracağı takıma güvenmekten başka bir çaremiz yok.
Şu an için daha öncesinde olduğu gibi yine bize destek vermek düşer, ama yanlış yapılınca da eleştiriyi kabul etmek gerekiyor.
Benim, tek çıkarım Kayserispor’un başarılı olması, zaten bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi bilir,.
Allah’a emanet olun.