Hakan Çiftci

Birde şu açıdan bakalım...

Hakan Çiftci

Yazıma, bir önceki köşemden alıntı yaparak başlamak istiyorum.

Futbol, üç sonuçlu bir oyun.

Bu oyunda kazanmak, kaybetmek ve beraberlik var.

Kaybettik diye farklı hesaplara girmemeli, kazandık diye havalara girmemeli ve berabere kalırsak da üzülmemeliyiz.”

Evet, maçı herkes gibi ben de izledim.

Gazeteci olmam hasebiyle stattan canlı olarak takip ettim.

Pedro Henrique, yakaladığı fırsatı gole çevirmiş olsaydı, şu an başka şeyleri konuşuyor olabilirdik.

Galatasaray, futbolcu kalitesi olarak bizden çok üstün, kazanmayı daha çok istedi.

Biz de aşırı motivasyonun kurbanı olduk.

Pedro’nun atamadığı golün yanı sıra birde Taylan Antalyalı’nın, İlhan Parlak’a yaptığı faul sonrasında çıkmayan kırmızı kartı da düşünelim.

Pozisyonun devamında da golü yedik.

İlk yarı haddini bilen, rakibini iyi analiz etmiş bir Kayserispor izledik, fena da oynamadık.

Ama, ilk yarının son dakikasında gelen golle soyunma odasına moralsiz girdik.

İkinci yarıda da Galatasaray’da yapılan değişikliklere karşılık veremedik ve nihayetinde sahadan 3-0 gibi farklı bir skor ile mağlup olarak ayrıldık.

Maç ha 1-0 bitmiş, ha 3-0 bitmiş arada çok büyük bir fark yok.

Maç içerisinde beraberlik ve galibiyet için bastırdığımız dakikalarda illaki riske girdik, özellikle de Onyekuru’yu durduramadık ve maçı kaybettik.

***

Başa dönelim, Galatasaray maçını kaybettik, küme mi düştük?

Kazansaydık, kümede mi kalacaktık?

Güzel bir hava yakalandı, futbolda her türlü sonuç var, bu maç geride kaldı, an itibariyle hedefimiz; Fatih Karagümrük maçı olmalı.

Son iki haftayı galibiyetle tamamlamış olmamızın vermiş olduğu moralle Galatasaray’a kaybetmek herkesi üzdü, ama geçmişe değil, daima ileriye bakmalıyız.

Önümüzde oynanmamış bir dünya maç var.

Kazansaydık ya da berabere kalmış olsaydık, çok iyi olurdu, ama olmadı, dünyanın sonu değil…

***

Burada şu atamadı, bu tutamadı gibi kavramlara girmek istemiyorum, ama Silviu Lung’un dönmesinin şart olduğunu bir önceki yazımda belirttim, yine vurgulamakta yarar var.

Doğan’ı kazanacağız diye, küme düşersek, bunun altından kimse kalkamaz.

Yine bir önceki yazımda, bu konuyla alakalı yazmıştım, dileyen bakabilir.

***

Şimdi, Kayserispor’da güzel bir hava oluştu dedik, ama Alper Kelkitli teknik heyetten ayrıldı. Fol yok, yumurta yok, neden çıktı bu ayrılık diye sormak gerekiyor.

Daha 3 hafta önce ‘Bu hocalarımıza güveniyoruz’ şeklinde açıklama yapılırken, sebepsiz bu ayrılığın anlamı yok.

Bazı şeyler halen amatörce yapılıyor.

Hocanın teknik heyetten ayrıldığı bile açıklanmıyor.

Gustavo’nun sakatlığı var, açıklanmıyor.

Lung’un durumu nedir, açıklanmıyor.

Kurumsallık anlamında Kayserispor’da ki bu tarz bilgilerin verilmemesi bizlere yakışmıyor.

***

Maç öncesinde Kapalı Kale taraftarı bir hafta öncesinden duyurulduğu gibi takımını kulüp tesislerinden stada kadar uğurladı ve moral verdi.

Günün en önemli olayı bence buydu.

Yaklaşık 1 yıldır taraftarın stada girememesinden dolayı büyük hasret oluşmuştu.

20-30 araç beklenirken, Kapalı Kale’nin bu organizasyonuna yaklaşık 500 araç eşlik etti.

Buradan Kayserispor sevdalılarını kutlamak istiyorum., Helal olsun, sağ olun, var olun.

Kulüp tesislerinde ve konvoy halinde geniş güvenlik önlemi alındı, gerek var mıydı?

Bence yoktu, niyeti tamamen Kayserispor’a destek olan  bu insanları, öcü gibi görmemek, göstermemek gerekiyor.

Bu kulübün asıl sahibi taraftardır, kimse Kayserispor’a zarar vermez.

***

Maç bitiminde Berna Gözbaşı başkan hakem kararlarını eleştirdi.

Gözbaşı, “Adalet isteyenler, tüm Türkiye’nin gözü önünde adaletini buldu” diye göndermede bulundu.

Hakemin maça çok büyük bir etkisi olmadı, ama Taylan’ın, İlhan’a yaptığı hareketi es geçmesi ve birkaç pozisyonda Galatasaray lehine karar vermesi ister istemez herkesi çileden çıkardı.

Berna Gözbaşı, bu siteminde kısmen haklı.

Gözbaşı’nın konuşmasını dinleyen ve ardından da basın sözcüsü Mustafa Tokgöz, basın mensuplarına açıklamada bulundu.

Tokgöz, “Hakem olayına gelince sadece ve sadece benim görüşüm ve Kayserispor olarak eski hakemlerden oluşan bir tanesi de yabancı olmak üzere 6 kişilik bir hakem heyeti kurduk. Sadece maçlarımızda verilen kararların bize raporunu iletiyorlar. Bu maçta da raporumuz geldi. Tartışılan bir kırmızı kart pozisyonu var ama hakem heyetimiz bunun asla kırmızı kart olmayacağını söyledi. Halis Özkahya’nın yönetimine de baktığımız zaman gördüğünü vermeye çalışan bir hakem olduğunu gördük. Bir yabancı hakemin çıkmayan toptan taç ve devamında da yediğimiz bir gol var ama bunu açıkçası hakemlere mal edemeyiz. Biz oynayamadık, yenildik. Galatasaray’ı tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

Bu açıklama sonrasında sosyal medya, adeta yıkıldı.

Bir taraftan Tokgöz’e destek gelirken, diğer yandan da eleştiriler çığ gibi büyüdü.

Açıklamalar ne olursa olsun, istişare şeklinde olursa bence çok daha mantıklı olur.

En azından Tokgöz’ün burada, Berna Gözbaşı’na, ‘Bizim hakem heyet şöyle dedi” gibi bilgilendirme yapsaydı, anlam karmaşası olmazdı.

Kulüp içerisinde kurumsallaşma anlamında büyük eksikler var dedik ya, bu da onlardan birisi oldu.

Evet, çok fazla uzatmaya gerek yok, yenildik, önümüzde hayati derecede önemli Karagümrük maçı var, bu maça odaklanalım…

Yazarın Diğer Yazıları