Evet, maç ile alakalı çok şey yazıldı, çizildi.
Teknik olarak yorumlamaktan ziyade genel duruma bakalım…
Önemli olan Kayserispor’un menfaatleri…
Gazeteciğin özünde eleştiri mutlaka olmalı, fakat bu ezmek, germek, hakaret etmek, kırmak, dökmek gibi eylemlerle değil de yapıcı bir şekilde yapmak yakışır; bu tenkit şeklinde olmaz, olmamalı…
Güzel gören, güzel düşünür; güzel düşünen de her şeye güzel bakar.
Teker dönerken, sırf eleştirmek için eleştiri yaparsanız; konuşacak da bir şeyiniz de olmaz, oturur kalırsınız…
Her şeyde vardır bir hayır…
Aslında olayın diğer boyutuna bakmak lazım!
Kimin dost, kimin düşman olduğu ya da niyetini okumak mümkün…
Dedim ya, önemli olan Kayserispor’un menfaatleri…
Diğer boyuta gelecek olursak, meslek büyümüz sayın Süleyman Keskin’in sürekli anlattığı bir şey var.
Kendisi der ki: “Zamanında amatör bir takıma karşı ‘Şu takım, şu takımı kesin farklı yener’ tarzında başlık attım ve attığım manşet, tam tersi olarak sonuçlandı.”
Evet, bazen ters psikolojide insanı olumlu yönde motive eder.
Bunu Yasir Subaşı’nın maç sonunda yayıncı kuruluşa yaptığı açıklama ile gördük.
Yasir, “Önceki gün bazı sıkıntılar yaşadık, yeni transferlerin oynayamayacağını öğrendik. Onların oynamasını çok istiyorduk, ama bazı sosyal medyalarda gördüğümüz yazılarda bizi teşvik etti. Çıktık, daha inançlı bir şekilde, oynadık. Sahaya kim çıktıysa terinin son damlasına kadar mücadele verdi ve camianın yüzünü kara çıkarmadık. Üç puan aldığımız için çok mutluyuz” diye görüş bildirdi.
Bu açıklama inancın, zafere gittiği yolu apaçık bir şekilde gösteriyor.
Buradan şunu anladık ki, bu takım inancını kaybetmesin; önünde hiçbir engel duramaz.
Takımın ismi, cismi önemli değil.
Kayserispor’da tam bir aile ortamı görüyoruz.
Berna Gözbaşı, anne konumunda, yönetim ve teknik heyette bu ailenin diğer fertleri, geride kalan futbolcular da ailenin çocukları...
Geçtiğimiz sezon Mensah, Hasan Hüseyin ve Adebayor sürekli ‘Berna annemiz’ diye görüş bildirimi yaparak, şu an anlattıklarımı söylemlerinde kullanıyorlardı.
Berna Gözbaşı, takımın hem annesi, hem de babası konumunda…
Şu ana kadar yaptıkları takdire şayan bir durum…
Böylesine bir insana ‘ADAM GİBİ ADAM’ demek geliyor içimden.
Adamlığın cinsiyeti olmaz.
Geçtiğimiz sezon herkes kaçarken; kendisi büyük bir fedakarlık yaptı ve değil elini, tüm vücudunu taşın altına koydu.
Dün de yazdım, 50 Milyon TL’ye yakın bir parayı, sırf Kayserispor yok olmasın diye harcadı, harcamaya da devam ediyor.
Evet, dünkü maçta bireysel olarak değerlendirme uzun olur kanaatindeyim…
Takım halinde çok iyiydik, ama Lung, Yasir ve Zoran’ın performansları maçı kazanmamızda büyük rol oynadı.
Bu oyuncuları hazırlayan, motive eden ve büyük bir cesaret gösterip sahaya süren Bayram Bektaş’ı da unutmamak lazım gelir.
Bu maçta, tabiî ki de eksiklerimiz vardı, yeni transferlerin de bu hafta oynayabilecek durumda olması sayın Bektaş’ın elini epey bir bollaştırdı.
Takımda aile ortamının yanı sıra tatlı da bir rekabet söz konusu!
Bu hafta sonu Alanyaspor ile deplasmanda karşılaşacağız.
Alanyaspor’un gücü belli, ligin en iyi futbol oynayan birkaç takımından biri konumundalar.
Lige de iyi başladılar, iki takım için de zor olacak.
Kasımpaşa galibiyetinin anlam kazanabilmesi için Alanya’dan da en az 1 puanla dönersek, çok daha güzel olur, tabiî ki de galip gelmek en güzeli olur; ama Kasımpaşa maçında haddimizi bilerek yendiysek, Alanya karşısında da yine haddimizi bilmemiz elzem…