Kovid-19 anti-serumu için virüsün hayvanlara verilmesine haftaya başlanacak

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yeni tip koronavirüse karşı bakanlık bünyesinde yürütülen anti-serum çalışmaları kapsamında, izole edilen virüsün önümüzdeki hafta hayvanlara verilmeye başlanacağını söyledi.

Kovid-19 anti-serumu için virüsün hayvanlara verilmesine haftaya başlanacak

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bakanlığına bağlı Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nde Kovid-19 aşısı çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Pakdemirli'ye, tıp doktoru olan eşi Ahu Pakdemirli de eşlik etti.

Veterinerlerin tıp ilmine göre virüslerle daha fazla iç içe olduğunu dile getiren Pakdemirli, Kovid-19 ile ilgili olarak bakanlığına bağlı Pendik ve Etlik enstitülerinin önemli çalışmalar yürüttüğünü söyledi. 

Pakdemirli, Kovid-19'a neden olan virüsle mücadelenin multidisipliner çalışma gerektirdiğine işaret ederek, bu konuda Sağlık Bakanlığı ile koordineli çalışma yürüttüklerini anlattı. 

Yürütülen çalışmanın ilk aşaması olarak insanlardan virüs örneği toplandığını bildiren Pakdemirli, "Bu aşamada hekimlerle çalışıyor olmanız lazım. Enstitümüzde de hem veteriner hekimler hem de hekimlerimiz çalışıyor. Benim eşim de doktor. Birebir bu çalışmaların sıkı takibi için kendisinden rica ettim. Bu enstitüye çok sık gelip çalışmaları takip ediyor ve bana da rapor ediyor." diye konuştu. 

"Aşı çalışmalarına örnek olacak"
Pakdemirli, çalışmalarda virüs örneği alındıktan sonra virüsün izolasyonunun yapılması ve çoğaltılması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:

"İzolasyon yapmak, balığı kılçığından ayırmaya benziyor. Akabinde çoğalmadan sonra virüsün inaktivasyonunu yapıyorsunuz. Burada da virüsün savaş gitmeye hazır bir asker olduğunu düşünün. Virüsü öldürmüyorsunuz ama askerin elindeki tüfeği alıyorsunuz. Virüs böylece artık laboratuvar ortamında çalışmaya müsait hale geliyor. Bu iş sağlık riski içerdiği için biyogüvenlik seviyesi 3 olan laboratuvarda çalışılması gerekiyor. Bu izolasyondan sonra da önümüzdeki hafta itibarıyla anti-serum çalışmaları için hayvanlara vermeye hazırız. Anti-serum çalışmalarından kasıt nedir? Öncelikle at ve tavşanı hasta edeceğiz. Hayvanseverler, 'hayvanlara acımıyor musunuz' diyebilir ancak virüs inaktive olduğu için hayvan sağlığına aykırı iş yapmıyoruz. Hayvanlar hafif de olsa hastalık geliştirecek. O hastalık sonucunda geliştirdiği antikor sayısı çoğalacak ve biz bunları alarak kan ve diğer unsurlardan arındırarak antikoru almış olacağız. Bu çalışma toplamda eylüle kadar sürecek. Bu çalışma ilerideki aşı çalışmalarına da örnek olacak bir çalışma. Bu çalışma başarılı olduğu zaman aşı prototipi üretilmiş olacak."

Dünyada Kovid-19 tedavisinin bulunması için adeta yarış olduğuna işaret eden Pakdemirli, dünya genelinde 80 araştırma enstitüsü, merkez ve şirketin çalışma yaptığını ve Türkiye'de de çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.

Bu çalışmaların dünyanın pek çok ülkesinin önünde olduğunu söyleyen Pakdemirli, "Türkiye'nin gelmiş olduğu yer memnuniyet verici. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konudaki çalışmaları birebir takip ediyor." dedi. 

"Aşı prototipi üretilmiş olacak"
Pakdemirli, hayvanlardan alınan antikorun insanlara aktarılmasına yönelik soru üzerine, "Bu, dünyada yapılan bir şey. Geçmiş yıllarda da birçok hastalık tedavisinde denenmiş ve kanıtlanmış bilimsel metot. Bu metot üzerinde de çalışıyoruz. Bu işlemler başarılı olursa bu aslında aşı prototipi üretilmesi anlamına geliyor. Seri üretiminin ne kadar zaman alacağına ilaç endüstrisiyle bakmak lazım ama işin yüzde 80'i bitmiş oluyor." dedi.

İstanbul ve Ankara'da atık sularda virüsle ilgili tarama yaptıklarını anımsatan Pakdemirli, "Bununla ilgili birtakım bulgulara da rastladık. Özellikle vakaların olduğu bölgelerde atık sularda yoğunlaşma olduğunu görüyoruz. Bununla ilgili dünyada ikinci ya da üçüncü uluslararası makaleyi yayınladık. Dünyanın birçok kuruluşu da ortak çalışma yürütmeyi istiyor." diye konuştu. 

Pakdemirli, marketlere yönelik de çalışma yaptıklarını belirterek, "Marketlerden sürüntü numunesi alarak Kovid-19 taramaları yapıyoruz. Bunun da önemli olduğunu düşünüyoruz. İster istemez marketler insan kalabalığı açısından yoğun alanlar. Virüsün kalıntılarını araştırma yönünde çalışmalarımız var." ifadelerini kullandı. 

Ankara'da bir marketin yemekhanesinde virüse rastlandığını bildiren Pakdemirli, "Onun dışında önemli bir şey yok. Marketlerde yapılan alışverişlerden ya da market rafları, reyonları için önemli bulgumuz yok. Bu çalışmalar ihtiyati, paniğe gerek yok. Şu anda bir bulgumuz yok marketlerle alakalı." dedi. 

"Tıbbi bitkilerle Kovid-19 tedavisi"
Pakdemirli, tamamlayıcı tıp açısından önemli olan bitkisel ve uçucu yağların Kovid-19 üzerindeki etkinliğine ilişkin de çalışma başlattıklarını dile getirerek şunları kaydetti:

"Türk topraklarında yetişen tıbbi aromatik bitkilerle bu işin tedavisine fayda sağlayabilir miyiz diye çalışmalara devam ediliyor. Bir yandan da bu işin ilk çıkış noktası olarak gösterilen yarasalarla ilgili çalışmalar da enstitülerimizde devam ediyor. Bu musibetin çözümüyle ilgili tüm bakanlıklarımız, kurumlarımız ve enstitülerimiz ciddi çalışma yürütüyor. Heyecan verici gelişmeler oldukça paylaşmaya devam edeceğiz."