ECZACILAR DEĞİL, FİRMALAR DENETLENMELİ

Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın, Kayseri Anadolu Haber'e konuştu. Akın, 'İlaç stoğu ile ilgili Kayseri'de bize ulaşmış bir durum yok. Eczacılardan ziyade üretici firmalar denetlenmelidir' dedi.

ECZACILAR DEĞİL,  FİRMALAR DENETLENMELİ

Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın eczacıların ilaç stokçuluğuyla suçlanmasına tepki gösterdi.  Akın, eczacıların stok yapma durumunun söz konusu olmadığının dile getirirken Sağlık Bakanlığı denetimlerinde 54 ecza deposu ve 261 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edilmesiyle ilgili olarak da, “Kayseri’de bize ulaşmış herhangi bir uyumsuzluk yok. Burada temennimizin eczacıları denetlemesinden ziyade bu üretici firmalarımızın denetlenmesidir.” ifadelerini kullandı.

“Eczaneler değil üretici firmalar denetlensin”

Başkan Akın daha önceden ilaç tedarikinde yaşanan sıkıntıları gündeme getirmişti. 645 kalem ilacın tedarikinde sorun yaşandığının açıklanmasının ardından eczacılar ilaç stokçuluğuyla suçlanmasıyla Akın, suçlamaları asla kabul etmediklerini kaydederken, “Eczacı stok yapma gibi durumu yok. İlaçlar acilen hastaya göre iletilmesi gereken bir temel ihtiyaçtır. Bizler bunun en önemli insani ihtiyacın da ilaçlar olduğunu bilerek hareket ediyoruz.” dedi.

 “Stokçu yaftasını kabul etmiyoruz”

Eczacıların stokçulukla itham edilmesinden duydukları rahatsızlığı dile getiren Akın, “Ardı ardına birçok haberler bize yafta edilmeye çalışıyor. Stokçuluk muhabbeti yapılıyor. Eczacı stok yapma gibi durumu yok. İlaçlar acilen hastaya göre iletilmesi gereken bir temel ihtiyaçtır. Bizler bunun en önemli insani ihtiyacın da ilaçlar olduğunu bilerek hareket ediyoruz. Halk sağlığını ön planda tutuyoruz. Bir eczacının şu zamanda stok yapma gibi bir ihtimali yok zaten. Ayrıca şuna da değinmek isterim ki eczane ekonomileri gün geçtikçe, eczane ekonomilerinde iyileştirme yapılması gerekiyor. Kârlılık ve aşırı anlamda düştü. Çünkü bizim ilaç fiyat kararnamesi 2009’dan beri bizim buradaki temel hedefimiz ilaç fiyatları artsın biz fazlasıyla para kazanalım değil. Sadece ekonomik anlamda bir revizyonun gerçekleşmesi gerekiyor. Şimdi her yıl sadece Şubat ayında yapılan zam maalesef reel enflasyon karşısında da eriyip gidiyor. Yüzde yirmi, yirmi beşlerde bir beklentimiz var ancak geçen seneden bu zamana baktığımızda enflasyon nereden nereye gelmiş? Buna da dikkat çekmek gerekiyor. Çünkü diğer sektörlerde farklı olarak gündelik zamları maalesef ilaçlara yansıtamıyoruz. İlaçların sabit fiyatlara sahip. Sadece şubat ayında zam geliyor. Bu aslında güzel de bir şey. İlaç fiyatlarının bu şekilde sabit olması bizim de zaten savunduğumuz bir şey. Ancak buradaki zammı sadece şubat ayında değil de yılda üç dört ilçe veya dörde bölerek yapılması daha uygun olur. Böylece firmalar satmaktan çekinmezler. Bizlerin bu konudaki en net düşüncesi eczanelerin yerine üretici firmaların denetlenmesi. Üretici firmalar denetlendiği zaman belirli yaptırımlar getirildiği zaman ve özellikle zam dönemi öncesi üretilen kare kodların ayrı bir şekilde belirli kare koduna işlenebilir. Sonuçta onu biz anlayabiliriz ya da Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) zamlar önce üretilmiş ama zamdan sonra piyasaya sunulmuş olduğunu anlayabilir. Bunun gibi birçok çözüm bulunabilir. Tabii ki de bakanımızın da bu konuda hassas davrandığını biliyoruz. Sadece sayın bakanımıza bu işin doğru bir şekilde anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Sahada olan bizleriz. Sahadan geri bildirimleri alan bizleriz. Ve vatandaşın ne kadar zorluk çektiğini bizler biliyoruz. O yüzden de bu suçlamaları hak edecek hiçbir şey yaptığımızı düşünmüyorum. Hiçbir eczacımız da ilacı stok yapayım, sonrasında daha pahalıya satayım gibi bir söylemi söz konusu olamaz.” diye konuştu.

“Kayseri’de herhangi bir uyumsuzluk yok”

Sağlık Bakanlığı denetimlerinde ortaya çıkan 54 ecza deposu ve 261 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edilmesi hakkında açıklama yapan Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın Kayseri’de herhangi bir uyumsuzluğun olmadığını dile getirerek, “Bize ulaşmış resmi bir şey yok. Bakanlığın özellikle bizim söylemlerimizin ardından bakanlığımızda her ihtimale karşı bir denetime göndermek için talimat verdi. Zaten bizler her yıl yılda iki defa Sağlık Bakanlığı tarafından denetleniriz. Bu rutin bir uygulamadır. O denilen şeylerin hepsi zaten bizim ve eczanelerimizi altı ayda bir neredeyse denetlenir çünkü kanunda da apaçık ortada. İlaçlar ilaç takip sistemiyle hem eczaneye alınması ve eczaneden çıkışı da bu şekilde olması gerekir. Ancak burada asıl sorun, bazı durumlarda sistemin çalışmadığına şahit olabiliyoruz. Bazı durumlarda sistemde aksaklıklar olabiliyor. Bunun da müsebbibi tabii ki de eczacılar değil. Bize ulaşmış Kayseri genelinde herhangi bir uyuşmazlık olan eczanemiz yok ancak bunun tüm Türkiye genelinde yapıldığını biliyoruz. Tabii ki de denetimler yapılması lazım. Tüm bakanlıklar tarafından bence denetimi yapılan en nezih, en güvenli yerlerden birisidir. Maliye Bakanlığı da denetimini yapsa, Sağlık Bakanlığı da denetimini yapsa, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da denetim en rahat edeceği en iyi bir şekilde sonuçların alacağı yer tabii ki de eczanelerdir. Çünkü bizim her şeyimiz ilacın eczaneye gelişinden çıkışına kadar takiplidir. Kime satıldığı takiplidir. Onun kendi kimliğinde de yazar ilacın kimliğinde de yazar. O yüzden de bizim burada temennimizin eczacıları denetlemesinden ziyade bu üretici firmalarımızın denetlenmesidir. Normalde geçen yıl ne kadar üretim yaparken ekimden sonra üretim durmuş. Tabii ki de onlar da ister istemez ekonomik sebepleri ortaya sunuyor ama bununla alakalı da bir iyileştirilme yapılması gerekiyor. Kaynaklar oluşturulması gerekiyor. Çünkü ilaç insani bir haktır, temel bir haktır. Nasıl ki ekmek ve su hayati önem arz ediyorsa, ilaçlar da böyledir. Sağlığın devamlılığı için gereklidir. Bizim temennimiz de inşallah bu süreç bir an önce son bulur. Ülkece ekonomik anlamda rahatlamaya gideriz. Tabii ki de şu an birçok ilaç piyasada yok diyoruz ama hekimlerimiz farklı tedavi seçeneklerini sunuyorlar. Çünkü çok kaliteli ekiplerimiz, kaliteli sağlık çalışanlarımız var. Ama bunun böyle gitmeyeceğini tekrar etmek istiyorum.” dedi.

“Tedarik sorunu devam ediyor”

645 kalem ilaç temininde yaşanan sorunun hâlâ devam ettiğini aktaran Kayseri Başkan Akın, “Biliyorsunuz ülkece ekonomik anlamda bir krizden geçiyoruz. Aynen maalesef küresel anlamda da yaşandığı için bunu eczane konumlarına de sirayet etmiş durumda. Tabii ister istemez bu zamanla da ilaçlar tam anlamıyla bulunamıyor. Nasıl bulunamıyor? İlaç fiyatlarında referans fiyat uygulaması yapılıyor. Bu da Avrupa'daki Avrupa Birliği'ne kayıtlı beş ülkenin en düşük fiyatları alınıyor ve Türkiye'de ilaçları bu şekilde fiyatlandırması yapılıyor. İlaç fiyatlandırırken baz alınan euro kuru dört elli yedi. Reel kura baktığımız zaman on dörtlere yaklaşan bir euro kuru var. Ve aradaki makas çok fazla arttığı için üretici firma Türkiye pazarında bulunmak istemiyor. Sadece ruhsatını getirdiği zorunluluk adetince üretim yapıyor. Ve bu da maalesef birçok vatandaşın ihtiyacını karşılamada yetersiz kalıyor. Tehlike çanlarının çaldığını aylar öncesinde söylemiştik. Hiç olmadığı kadar Türkiye'de ekim ayından itibaren karşı karşıya kaldık. Genellikle zam dönemine yakın ilaç firmaları göndermez ilaçlarını. Ufak tefek ilaçlarda bu tür yoklukları yaşıyorduk ama bu sefer ekim ayından başladı ve aralık, ocak ayının nasıl geçeceğine dair inanın hiçbir fikrimiz, hiçbir ümidimiz de yok. Çok daha kötüye gidecek gibi duruyor. Böyle olunca da buna bir an önce düzenleme yapılmazsa birçok ilaç firması bu şekilde Türkiye pazarında üretimini durdurma kararı alacak. Bunu daha önce duyurmuştuk. 645 kalem ilaç tüm Türk Eczacılar Birliği'nin ortalama tüm Türkiye'de ortalama olarak tespit ettiği ilaç sayısı. Örneğin Marmara Bölgesi'nde belki beş yüz kalem ilaç yoktur. Ancak İç Anadolu Bölgesi'nde yedi yüz kalem yani ortalama bir değerdir bu. Biz bu ilaçların temininde hakikaten zorluk yaşıyoruz. Normalde vatandaşın ihtiyacı o da olacak kadar alabilecekken şimdi bir tane, iki tane neredeyse bulursak seviniyoruz. Vatandaşlara ulaştırmak için halen dediğim gibi sorun devam ediyor. Benim tek korkum altı yüz kırk beş ilacın üzerine daha fazla ilaçların eklenmesi. Özellikle kronik rahatsızlığı olan ilaçlar hastalarımızın ilaçları eklenirse durum daha da vahim olur. Bizim öncelik dediğimiz birincil şeyimiz var ki o da halkın ilaca ulaştırılması noktası. Halk ilaca ulaşıyor olması bizim için önemli şey. Diğer geri kalan her şeyi bir şekilde tolere ettik şimdiye kadar ama. Eczanelerin de tolere edebileceği yerde benim çünkü bizler küçük deriz. Aynı zamanda ticari faaliyetlerimizi sürdürmek durumundayız. Buna bir çözüm bulunursa da bunun takipçisinin de kesinlikle olunması gerekiyor. Burada Türk Eczacılar Birliği'ne çok büyük görev düşüyor. Tabii biz de Kayseri Eczacılar Odası olarak bu konunun hem birlik nezdinde hem bakanlık nezdinde takipçisiyiz. Bununla alakalı kararnamenin değişmesi Türk Eczacılar Birliği'nin çalıştığını biliyoruz. Birliğimiz bu konuda yoğun görüşmeler gerçekleştiriliyor ve biz öncelikli olarak kamu zararı olmadan ve vatandaşın cebinden çok fazla para çıkmadan ve bu işin çözümlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizim temel hedefimiz bu. Çünkü böyle olunca maalesef bizlerin motivasyonu da düşüyor. Umarım iyi gelişmelerle vatandaşımızın sağlığına katkı sunmaya devam ederiz.” ifadelerini kullandı.

>>Selma Kösedağ