'Ev genci' sendromu alarm veriyor – Psikolog İnce tek tek açıkladı!
Son yıllarda en sık duyulan kavramlardan biri 'ev genci' oldu. Psikolog Tuğba İnce ile ev genci sendromunu konuştuk. Ev genci nedir? Süreç nasıl ilerler ve neler yapılmalıdır? Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri haberinde…
Son yıllarda ‘ev genci’ kavramı hayatımıza girdi. Ne eğitimde ne de istihdamda yer alan, zamanının çoğunu evde geçiren gençler olarak tanımlanıyor. Peki bu durumun kökeninde ne yatıyor? Psikolog Tuğba İnce ile ‘ev genci sendromu’ üzerine konuştuk.
Ev genci nedir?
Psikolog Tuğba İnce, ilk olarak ev genci kavramını tanımladı. İnce’nin açıklamalarına göre ev genci, çoğunlukla ne eğitimde ne istihdamda yer alan (NEET) ve zamanının büyük bölümünü ailesiyle yaşadığı ev ortamında geçiren genç bireyleri tanımlıyor.
Bu kavram Japonya’daki ‘hikikomori’ olgusuyla benzerlik gösteriyor. Ancak Türkiye bağlamında, ‘ev genci’ daha çok ekonomik yetersizliklerin, toplumsal baskının ve psikolojik yüklerin iç içe geçtiği bir sonucu temsil etmektedir.
Ev genci sendromu nasıl ortaya çıkar?
İnce, sendromun ortaya çıkışını şu ifadelerle açıkladı: ‘Ev genci davranışı çoğu zaman dış dünyayla baş edememe, sosyal anksiyete, başarısızlık korkusu ve öğrenilmiş çaresizlik gibi psikolojik süreçlerle bağlantılıdır. Martin Seligman’ın geliştirdiği ‘öğrenilmiş çaresizlik’ kuramı, bireyin tekrar eden olumsuz deneyimlerle birlikte kontrol algısını yitirmesini ve pasif bir tutum geliştirmesini açıklar. Ev gençlerinde de benzer bir mekanizma işlemektedir: ‘Çabalasam da karşılığını alamayacağım’ düşüncesiyle, eylemsizlik bir savunma mekanizması haline gelir.’
‘Aslında toplumsal bir kriz’
İnce’ye göre ev genci sendromu yalnızca psikolojik bir sorun değil; aynı zamanda toplumsal yapının bir aynası. Gençlerin erişebileceği psikolojik destek mekanizmalarının sınırlı olması, eğitim ve iş piyasasında karşılaştıkları engellerin bu sendromu tetiklediğini ifade eden İnce, şunları söyledi: ‘Günümüz gençliğini etkisi altına alan ve giderek artan bir şekilde dikkat çeken ‘ev genci sendromu’, yalnızca bireysel değil aynı zamanda toplumsal bir krize işaret ediyor. Fiziksel dünyadan uzaklaşıp dijital evrene sığınan gençler aslında derin bir yalnızlıkla baş etmeye çalışıyor. Ev gençleri, dış dünyayla fiziksel temaslarını azaltırken, video oyunları, sosyal medya ve çevrim içi platformlarda yoğun bir varlık göstermeye devam ediyor. Bu mecralar, gençler için geçici bir rahatlama sağlasa da gerçek sosyal bağların yerini dolduramıyor. Bu durumu ‘dijital konfor bölgesi’ olarak tanımlıyoruz. Bireyler, kısa süreli huzur bulduğu ama uzun vadede daha derin bir yalnızlığa sürüklendiği bir alanda yaşamlarını sürdürüyor.’
İnce çözüm önerilerini sıraladı
Psikolog Tuğba İnce, ev genci sendromuna iki boyutta müdahale edilmesi gerektiğini belirtti:
Psikolojik müdahale önerileri
- Okul ve üniversitelerde erişilebilir psikolojik danışmanlık birimleri kurulmalı.
- Online terapi hizmetleri yaygınlaştırılmalı.
- Gençleri yargılamak yerine anlamaya yönelik farkındalık kampanyaları hayata geçirilmeli.
Toplumsal ve politik müdahale önerileri
- Genç istihdamını artıracak projeler desteklenmeli.
- Yerel yönetimler, gençlerin sosyalleşebileceği atölye ve açık alanlar oluşturmalı.
- Gönüllülük ve üretim temelli gençlik merkezleri yaygınlaştırılmalı.
‘Bu aslında bir kırılganlık çağrısı’
‘Ev genci’ olgusunun gençlerin bir kırılganlık çağrısı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten İnce, şu ifadeleri kullandı: ‘Onları yargılamadan dinlemek, bu çağrıyı ciddiye almak ve gerekli destek sistemlerini kurmak; hem bireyin ruh sağlığı hem de toplumun geleceği açısından hayati önemdedir. Unutulmamalıdır ki, umutsuzluk bir kader değil, müdahale edilmemiş bir süreçtir. Bu süreci onarabiliriz. Gençlerin iç sesine kulak verdiğimizde, aslında kendi geleceğimizi de yeniden şekillendiririz.’