- Haberler
- Röportaj
- Zülfikar: 'İnsani yönü de olan engelli yolları sektöründe Kayseri'de öncü olmak istedik'
Zülfikar: 'İnsani yönü de olan engelli yolları sektöründe Kayseri'de öncü olmak istedik'
Türkiye'de sayılı olan engelliler için hissedilebilir yüzey ekipmanları firmalarından Kayseri'deki Üniter Firması yetkilisi Göksel Zülfikar ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yaptığımız söyleşide bu işe başlamaya nasıl karar verdiklerini sorduğumuz Zülfikar'dan: "Kayseri bir çok alanda öncü. Biz de insani yönü de olan engelli yolları sektöründe Kayseri'de öncü olmak istedik" yanıtını aldık.
HİSSEDİLEBİLİR YÜZEY İMAL ETME İŞİ NEREDEN AKLINIZA GELDİ, KAYSERİ'DE BAŞKA ÜRETİCİ VAR MI?
Türkiye çapında bu işi kaliteli, layıkıyla yapan üç bilemediniz dört üretici var. Biliyorsunuz Kayseri bir çok konuda ilklerin memleketi. Kayserililer de girişimcidir, her sektörde de öncüler vardır. Dışarıya bağımlı olmayı sevmezler Kayserililer, kendi bağını kendi keser. Bu konuda Kayseri'de bir girişim olmadığını ve Türkiye'de de çok sınırlı bir alan olduğunu öğrendik. Biz de böyle bir araştırmaya gittik. Önce Kanunu öğrendik, teknik kısmını öğrendik İstanbul'a gittik eğitimini aldık. Marka analizi yaptık, markamızı oluşturduk, 3 buçuk 4 senedir bu işteyiz. Kayserimizin adını bu konuda da layıkıyla duyurmaya çalışıyoruz. Bu şekilde bu işe başladık. Tabi bu işin sadece ticari bir yönünden bahsedemeyiz. Bu konunun vicdani ve insani yönü de var. Yani bu bir mobilya üretmek, bir eşya üretmek gibi değil. Sonuçta siz bir ürün üretmenin ötesinde engelli insanların yaşamını kolaylaştırmaya çalışıyorsunuz. Onlara destek çıkıyorsunuz bu yönüyle, dolayısıyla hassas bir konu ve dikkat edilmesi gereken de bir konudur. Sorumluluğu ve diğer taraftan da insanlara yardımcı olmaya çalıştığınız bir yönü var bu işin. Biraz da bizi hissedilebilir yüzey ekipmanları işine yönelten etken bu oldu.
BU İŞİ YAPARKEN NELER HİSSEDİYORSUNUZ?
Bir defa insanlara hizmet ediyorsunuz. İnsanlar içerisinde de engelli olanlara yardım ediyorsunuz. Onlara güvenlikleri ve rahatı için fiziksel olarak yol gösteriyorsunuz, yön veriyorsunuz. Engellilerin kendi başlarına işlerini halledebilmelerini sağlamak insana tabii ki mutluluk veriyor. Yani bu işin ticaretini yapmanın yanında, bununla birlikte engelli insanlara hizmet etmek, onlara yol göstermek, güvenli bir şekilde yönlendirmek bizi teşvik ediyor, mutlu ediyor.
HİSSEDİLEBİLİR YÜZEY EKİPMANLARINA ÖZEL VE RESMİ KURUMLARDAN RAĞBET NE ÖLÇÜDE?
Bu konuda vatandaşlar da, kurumsal olarak işletmeci ve yöneticiler de bilgilendikçe ve kanuni olarak engellilerin haklarını öğrendikçe tabi ki rağbet de artıyor. Ancak Türkiye'nin hissedilebilir yüzey zeminleri konusunda hala ihtiyacın yüzde 15'i gerçekleşti diyebilirim. Yani yurdun halen yüzde 85'inin bu uygulamalardan faydalanmadığını biliyoruz. Bu engelliler adına üzücü bir durum. Erişilebilirlik Kanunu kapsamında da aslında engelli vatandaşların bu hizmeti görmesi haklarıdır. Diğer taraftan insani olarak da bu hizmetten faydalanmaları gerekir. Engellilerin, başkalarının yardımına ihtiyaç duymadan işlerini halletmesi çok güzel bir şey. Bu uygulama ile engellilerin kendi işlerini kendilerinin halletmesi büyük ölçüde sağlanmış oluyor. Kamu kurumları binalarında, özel kurumlarda, işte hastanelerde, okullarda, belediye, valilik ve bunun gibi diğer kurumların binalarının yanı sıra kaldırımların ve yürüyüş yollarının da aslında bu yüzey uygulamaları ile tesis edilmesi lazım. Vatandaşlardan bazılarından da devletin bu tür harcamalar yerine daha gerekli şeylere harcamalar yapması yönünde tepkiler duyuyoruz, gereksiz olduğunu düşünenler var. Ne olduğunu bilmeyen vatandaşlara da tanık oluyoruz. Aslında bu konuda vatandaşlarımızdan da duyarlı olmalarını bekliyoruz. Hiçbirimizin yarın engelli olmayacağının garantisi yoktur. Hepimiz aslında potansiyel bir engelliyiz. Bu konuda empati yapmamız önemli.
ENGELLİLER İÇİN TASARLADIĞINIZ HİSSEDİLEBİLİR YÜZEY EKİPMALARINDAN ENGELLİLER NE ÖLÇÜDE FAYDALANMAKTADIR?
Bu konuda şunu söyleyebilirim, hissedilebilir yüzey uygulamaları ile bir engelli vatandaşımız, başkasına ihtiyaç duymadan işlerini halledebilmektedir. Bu uygulamaların bulunduğu yerlerde, başkasının yardımı olmadan işlerini halledebilen engellilerin artık sokaklara daha fazla çıktığına bir çok kez şahit olduk. Engellileri, onlara uygun bir yaşam alanı oluşturamadığımız için evlere kapatmışız aslında. Hissedilebilir yüzey uygulamalarının bulunduğu yerlerde engellilerin daha rahat ve çok sokaklara, caddeler çıktığını görüyoruz. Söz konusu uygulamaların daha da yaygınlaştırılması, engellilerimizin hayata daha iyi adapte olmasını sağlayacak, zor olan hayatlarını daha yaşanılabilir hale getirecektir. Bu uygulamalar ile engelliler, hayata daha fazla tutunmaktadır. Toplumun bir parçası olduğunu hissetmektedir.
SON OLARAK ENGELLİLER VE ENGELLİLİK KONUSUNDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Dediğim gibi, kimsenin aslında engelli olmama garantisi yoktur. Bizler potansiyel olarak birere engelliyiz. O yüzden engellilerin halinden anlamak için engelli olmaya gerek kalmasın. Empati yapalım ve kendimizi bir engelli gibi düşünelim ve onları bu şekilde anlamaya çalışalım, gereken kolaylığı gösterelim diyorum. Engellileri hayatımızın bir gerçeğidir. Engellilere bu açılardan bakılırsa durumun daha iyi anlaşılabileceği kanaatindeyim. Ayrıca, bir engelliyi hiç bir iş yapamaz gibi görmek şeklinde bir algının da doğru olmadığına inanıyorum. Allah, bir kişinin görme yetisini alırsa, diğer taraftan dikkat ve hafıza gibi bir yetiyi de fazlasıyla veriyor. Bu da diğer insanların yetersiz olduğu bir durum. Bu açıdan da diğer insanlardan fazlası bulunduğunu gösteriyor. Yani engellilik de kişiye göre değişen bir kavram aslında. Bu noktada bir engelliyi dışlamanın veya eksik gibi görmenin çok yersiz olduğunu düşünüyorum. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ