ZAFER GÜNÜNDE 'JÜBİLE' YAPTI !..
Spor yazarı, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti üyesi ve amatör dağcı 75 yaşındaki Bekir Demirağ, 30 Ağustos Zaferi'nin 99. yıldönümünde Erciyes Dağı'na 100. ( yüzüncü ) tırmanışını başarıyla tamamlayıp 'DALYA' dedi ve arkadaşlarının alkış ve sevgi gösterileriyle Jübilesini yapıp dağcılığa son noktayı koydu.
Dağcılığa sporuna Kayseri’nin tanınmış dağcılarından Ali İlik’in tavsiyesiyle ilk olarak 20 Temmuz 1990’da ‘ 1974 - Kıbrıs Barış Harekatı ve Şehitlerimizi Anma ‘ faaliyetinde Erciyes Dağı’na birlikte yaptıkları zirve tırmanışıyla başlayan Bekir Demirağ , geride kalan onca yılda Türkiye’nin en yüksek noktası olan ( 5.137 mt. ) Ağrı dağı başta olmak üzere Süphan Dağı ( 4.058 mt. ) , Kaçkarlar (3.937 mt.) , Hasan Dağı ( 3.268 mt.) , Aladağlar ( 3.756 mt.) , Bolkarlar, Bey Dağları ve 3.000 metrenin üzerindeki tüm diğer yüksek dağlara defalarca zirve çıkışları yapan Demirağ, asırlardır Kayseri’nin sembolü ve yaşam kaynağı konumundaki Erciyes Dağı’na 30 Ağustos 2021’de yani bu cennet vatanın düşman işgalinden kurtarılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki en önemli aşamalardan biri olan Büyük Zafer’in 99.yıldönümünde ekip arkadaşları ve yurdun diğer illerinden gelen dağcılarla birlikte 100. (yüzüncü) tırmanışını yaparak DALYA dedi.
ERCİYES’E ADETA SEVDALI…
İlk Erciyes Dağı çıkışını yapıp aşağıya indiğinde 3.9.17 metre yükseklikteki bu görkemli dağa bakarak ‘ Ben bu dağa nasıl çıktım ? Bir daha mı… Tövbe !..’ dediğini ama ertesi hafta sonu hem de TEK başına soluğu dağda aldığını ifade eden Bekir Demirağ ‘ Dağcılığa olan ilgim taa ortaokul yıllarımda izlediğim ve başrollerini Spencer Tracy ile Robert Wagner’in paylaştığı ülkemizde Dağların Fedaisi ismiyle gösterilen ‘ The Mountain’ filmiyle başlamıştı. Daha sonraları Denizli’de görev yaptığım yıllarda Babadağ ile Honaz dağına doğa yürüyüşleri yaparak çıkmıştım ama o zamanlar bunu sadece çevreyi görüp- tanımak, merakımı gidermek için yapmıştım. 1990’da daha önceleri maraton koşarken tanıdığım Kayseri’de dağcılık sporunun öncü isimlerinden Ali İlik ‘in tavsiyesiyle aktif olarak başladım . İlerleyen yıllarda eğitimlere katılarak lisanslı dağcı oldum.
Erciyes dağı benim için bir tutku , bir sevda oldu ve bu güne kadar 31’i tek başıma ( solo ) olmak üzere toplam tam 100 kere bu görkemli dağın zirvesine çıkış yaptım. Son tırmanışımı 30 Ağustos Zaferi’nin 99. Yıldönümünde yanımda kardeşim Adem Demirağ ve ekip arkadaşlarım Oğuz Eraslan ile Şükrü Türe , Denizli PAKDOS grubu ile lideri Ali Fuat Avcı , Konya Dağcılık İl Temsilcisi Hüseyin Turan ve ekibi, Kayseri K2 Dağcılık ve Kayak Spor İhtisas kulübünün bu tırmanışın sorumlusu öğretmen – dağcı arkadaşım Mustafa Eliaçık ve yurdun dört bir yanından gelen yaklaşık 120 dağcı ile birlikte gerçekleştirmek benim için daima harika ve unutulmaz bir anı olarak kalacaktır. Böylece dağcılık sporuna son noktayı koymuş oluyorum. Çünkü yaşım 75 oldu ve vites küçültmemin yani artık Ali Dağı, Yılanlı Dağı, Lifos ve Seygalan gibi yükseltilere çıkış ve yürüyüş yapmakla idare etmenin zamanı geldi. Erciyes ve diğer dağlarımıza İranlı, Alman, İngiliz, Bulgar, İrlandalı, Çek - Slovak , Fransız , hatta Avustralya’dan dağcılarla birlikte çıktım ve çoğuyla da gazetem ve bir dönemin gözde yayın organı aynı zamanda editörlük görevini üstlendiğim SPORTİF dergisi için röportaj kısmet oldu.
Bu yaşımda beni dinç tutan ise sürekli olarak spor yapmam, sigara ve alkol kullanmamamdır diyebilirim. O nedenle hemen herkese mutlaka spor yapmalarını, en azından yürüyüşü asla ihmal etmemelerini tavsiye ediyorum.
Geride kalan onca yılda dağcılık sporumuzun duayen isimleri merhum Muzaffer Erol Gez, Süleyman Rıza Yücesan, Aladağların piri merhum Mehmet Taşyalak olmak üzere uzun süre Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanlığı görevini üstlenen değerli zirve arkadaşım Alaattin Karaca, duayen dağcı – yazar İsmet Ülker , Türk Kar Leoparı ünvanıyla tanınan Ali Nasuh Mahruki ve Kayseri’miz dahil hemen her ilden çeşitli zirve çıkışlarında birlikte olduğum - tanımakla gurur duyduğum dağcı dostlarımı yaşadığım sürece asla unutmayacak ve daima iyi duygularla anacağım. ‘ diyerek aktardı.
MARMARA DEPREMİ ANISINA TIRMANIŞ BAŞLATTIM…
17 Ağustos 1999’da meydana gelen ve Marmara Bölgesi’nde büyük can ve mal kayıplarına yol açan Marmara Depremi’ni unutturmamak ve ilgililerle vatandaşları daima depreme hazırlıklı olma konusunda uyarmak amacıyla 17 Ağustos 2000 yılından itibaren
‘ 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara depremini SAKIN UNUTMA !..
Evlerimiz çökmesin- Işığımız sönmesin… Marmara Depremi Anısına Erciyes Dağı Zirve tırmanışı’ etkinliğini başlatarak aralıksız bu yıla kadar devam ettiren Bekir Demirağ, ‘ Umarım bundan böyle dağcı arkadaşlarım bu geleneksel hale gelmiş olan 17 Ağustos Marmara Depremi etkinliğini sürdürürler ? Ben de bundan dolayı mutlu olurum…’ dedi.
BASIN CAMİASINDA BİR İLK…
Gazeteci- Amatör Dağcı Bekir Demirağ, çeşitli kurum ve kuruluşlarla yaptığı yazışma ve araştırmalar sonrasında Basın camiası içinde ülkemizdeki tüm yüksek dağlara zirve çıkışları yapıp, fotoğraflarını çeken ilk gazeteci olduğunu öğrendiğinde çok şaşırdığını ama ancak daha sonra da bununla gurur duyup hayli memnun olduğunu ifade ederek ‘ Yaklaşık 20 yıl süreyle TDF başkanlığı görevini üstlenen sayın Alaattin Karaca ve dağlara birlikte çıkış yaptığım diğer duayen dağcılarımızdan öğrendiğime ve ulusal gazetelerimizdeki araştırmalarıma göre ‘ Türkiye’deki dağlarımıza münferit zirve tırmanışı yapan gazeteciler olduğunu, ancak onların daha çok dağlarımızı eteklerinden veya uzaklardan görüntüledikleri bilgisini aldım. Hele Orta Anadolu’nun en yüksek noktası olan , Kayseri’nin sembolü Erciyes Dağı’na (3.917 metre) benim onda birim kadar çıkış yapan bile olmamış . Tabii böylesi bir durum bana ayrıca gurur kaynağı oluyor.’ şeklinde konuştu.
Haber: Muhammed Kösedağ