Kadir Has Stadı’nda önemli bir maç oynandı.
Süper Lig’in alt sıralarını yakından ilgilendiriyordu.
Kayserispor evinde Başkent ekibini konuk etti.
Bu maç her iki takımın adeta “kader” maçıydı.
Kayserispor kazansa puanı 27’e çıkacaktı.
Sarı-kırmızılılar birkaç basamak yukarı da olacaktı.
Ankaragücü için “yarım” puan bile çok önemliydi.
Bu maçın kazananı çıkmadı, puanlar paylaşıldı.
Bu sonuç Ankaragücü’nün işine yaradı inanın.
Kayserispor ise adeta “fırsat tepti”
Evinde Ankaragücü’nü yenemedi, gol bile atamadı.
Maçı televizyondan izleyenlere çok üzülüyorum.
Bu mücadeleye maç demeye dilim varmıyor.
Adeta bir ızdırap, bir çile maçıydı bu maç.
Rakibin en iyi önemli oyuncusu kırmızı kartla atılmıştı.
Pazdan atılmış ve rakip takım 10 kişi kalmıştı.
Uzun süre öyle oynadılar ve maçı tamamladılar.
Bu maç için ne yazayım diye düşünüyordum.
Daha doğrusu ne başlık atmalıydım.
10 kişi kalmış bir rakibi yenemeyen bir takım için.
Ne başlık atılırdı inanın çok düşündüm.
“Tansiyonları yükselten bir maç” demek istemiştim.
Çünkü maç sonunda tansiyonum fırlamıştı.
Uzatma dakikalarını bile seyredemedim.
İlk yarıda iyi bir oyun sergilenmişti sahada.
Kaleci Doğan’ın kalesine top bile gelmedi.
İkinci yarı ise gol gerekiyordu galibiyet için.
Kaleci hariç herkes Ankaragücü sahasındaydı.
Ataklar, pozisyonlar ve kaçan fırsatlar.
10 kişilik Ankaragücü sahada direniyordu.
“Çanakkale geçilmez” misali oynuyorlardı.
Düşen kalkmıyordu konuk Ankaragücü’nde.
Ne yapsın nafile, ne etsen gol gelmiyordu.
Hikmet Karaman ile çıkmıştı konuk takım.
Tek hedefleri puan alarak dönmekti Kayseri’den.
İstediklerini aldılarve bir puan alarak gittiler.
Konuk takım bunları yapıyordu, ya Kayserispor?
Üç puan için çıkmıştı Sarı-kırmızılılar Kadir Has’a.
Teknik patron Dan Petrescu yönetiminde.
İdeale yakın bir kadro sürmüştü Petrescu sahaya.
Tek eksik ise goldü, o da bir türlü gelmedi.
Şuursuzca ataklar, şuursuzca baskı.
Rakip 10 kişi ile direnmeye devam ediyordu.
İkinci yarıda değişiklikler de çare olmadı.
Oyuna girenler de oyunun kaderini değiştiremedi.
Burada bir isme parantez açmak istiyorum.
Konuk takımın kalecisi Korcan’ın hakkını yemeyelim.
Kalesini arslanlar gibi korudu, Kayserispor’a “dur” dedi.
Kayserispor bir tek kaleci Korcan’ı geçemedi.
Maçın sonucu malum, kazanılan ise sadece bir puan.
Burada oyuncuları tek tek analiz yapmayacağım.
Dediğim gibi Erzurumspor maçını arattı bu maç.
Çok hücum etmekle, çok baskı ile gol gelmedi.
Ankaragücü istediğini aldı gitti Kayseri’den.
Kayserispor ise hüsranla ayrıldı sahadan.
Kaçan iki puanı çok ama çok arayacağız.
Dövünmeye gerek yok, giden gitti artık.
Geleyim başlığa.
Bu maçın kahramanı na.
Bu maçta biz bir kahraman ortaya çıkarttık.
Bu kahramanın adı Hikmet Karaman.
Yeni takımı ile Kayseri’ye gelmişti Karaman.
Kendinehas tavırları ile maç boyunca yerinde duramadı.
Aldığı bir puanlayeni takımına hayat verdi adeta.
Hikmet Karaman, “kahraman” oldu Kayseri’de.
Kayserispor, Hikmet Karaman’ı “kahraman” yaptı.
Kendisini kutlamaktan başka çaremiz yok.
Maç sonu açıklamasında bir ismi unutmamıştı.
Karaman, genç kaleci Doğan için şunları söylemiş.
“Kalede Doğan’ı görmek beni duygulandırdı. 16 yaşında onu ben aldım. Geleceğin önemli kalecisi olacak.”
Hikmet Hoca, “Sezar’ın hakkını Sezar’a vermiş”
Dan Petrescu ilgili bir şeyler yazmayacağım.
Bu konuda genç arkadaşım Hakan’a güveniyorum.
O gereken tespiti yapar, diyeceğini der Petrescu için.
Saygılarımla….