Yine diş gösterdi uyuz itin birisi
Kendi uyuz para etmez onun derisi
Birisine hoş dersen kaçar gerisi
Korkağı pek yakın olur itlerin.
Arkadan havlar da geçemez öne
Yarını seviyor hıncı var düne
İnancı yok söver senin dinine
Hiçbir şeye aklı ermez itlerin.
Cüsse büyük kendi benzer Fino’ya
Hep düşmanlık besler güneşe aya
Hemen kaçar dayanamaz sopaya
Korkağı pek yakın olur itlerin.
Bu it iki ayaklı; dört ayaklı değil
Kahpelikte kalleşlikte çok ehil
Tarife gerek yok bellidir şekil
Kuyruğu döşünde olur itlerin.
Gıcık alır memleketin kurdundan
Kırk gün gider bir kemiğin ardından
Hoşt dersen tüm azar anlamaz durdan
Ömrü laklak ile geçer itlerin.
Dama atmış yiğitliği, mertliği
Kendisine meslek seçmiş itliği
Bir gün pazara çıkar onun ipliği
Hiçbir sırrı gizli kalmaz itlerin.
Bu sokak itine Sarıbaş derler
Bazen onu Rec-rec diye de severler
Ürer gider arkasından söverler
Rehberliğini yapar bütün itlerin.
Kuyruğunu sallar durur herkese
Asla kulak vermez olumlu sese
Bilmem ne diyeyim böyle terese
Öncüsüdür, rehberidir bütün itlerin.
Türk’ü sevmez nem alıyor buluttan
O küçükken düşmüş büyük bir duttan
Kemiği çok sever usanmış ottan
Bozkurt, düşmanıdır böyle itlerin.
İnsan desen; insan gibi hiç işi olmaz
Öğütten, nasihattan asla anlamaz
Dini imanı yok kendi beynamaz
Toplumda yeri yok böyle itlerin.
Kılığına bakmadan söver Börü’ye
Sopa görse hemen döner geriye
Hep çöplükte yatar gitmez sürüye
Kimseye faydası olmaz bu itlerin.
Önce sinsi sinsi bakar arkandan
Hiç ses çıkarmadan tutar paçandan
Dövsen de sövsen de düşmez yakandan
Şerefi -şahsiyeti yok bu itlerin.
Kemik ararken aldırmaz yediği tekmeye
Aç kalınca gözünü diker elindeki ekmeğe
Onlar yaratılmış çöplük beklemeye
Mekanı küllükte olur bu itlerin.
Sarıbaş nedense bize takmış kafayı
Elimizdeki lokmalardan istiyor payı
İtlik yapar ama sevmez sopayı
Korkağı da çabuk olur böyle itlerin.
Önce kuyruk sallayarak pay almayı bilir
Sonra da arkandan durmaz çemkirir
Bir kuru kemik bulsa buna çok sevinir
Tüm hedefi bir kemiktir böyle itlerin.