Görmek için gitmiş idim yaylaya
Sanki biri keven ekmiş tarlaya
Parça parça olmuş sümbüllü kaya
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Yayladaki ağaçlar vermiyor yemiş
Kartal yuvasına Kara Karga tünemiş
Kem gözler bakıp da nazar mı değmiş
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Keklikler ötmüyor yükseklerinde
Kuzu meleşmiyor eteklerinde
Karaçalı bitmiş çadırların yerinde
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Hep yıkılmış yurtlardaki tandırlar
Tarihe karışmış kara çadırlar
Ot bile bitmiyor karamış kırlar
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Koyunu sağan yok kuzuyu güden
Sanki dağlar olmuş yaşlı bir beden
Soğuk sular akmaz olmuş çeşmeden
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Artık göçmez olmuş bizim obalar
Öksüz çocuk gibi kalkmış o dağlar
Bu garip halini görenler ağlar
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Çayır çimenlerini kaplamış kamış
Alıç ı, armut u vermiyor yemiş
Parç alacak yolcu bile kalmamış
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Yemlik toplayan yok çiğdemi kazan
Yaylayı unutmuş gelin kız kızan
Şehir e göç etmiş okuyan yazan
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Eskisi gibi çağlamıyor pınarlar
Hep kurumuş deredeki çınarlar
Yüksek tepelere yağmıyor karlar
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Koyunu kırkan yok yünü eğiren
Halıyı dokuyan yok çorabı ören
Yollar harap olmuş geçmiyor tren
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Tarlayı süren yok tohumu eken
Çalıyı kesen yok keveni de söken
Merayı otlağı kaplamış kör diken
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Madenciler talan etmiş her yanı
Güneş tarlası olmuş sağlam kalanı
Durduran olmamış bunca talanı
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Ekini biçen yok düveni de süren
Besi evlerimiz de olmuş bir viran
Kendinden geçiyor bunları gören
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Göçüp gitmiş akbabalar kartallar
Hiç gelmiyor sepet ören aptallar
Yol yapılıp parçalanmış kayalar
Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.
Açmaz olmuş sümbülleri gülleri
Kuşlar ötmez hep lal olmuş dilleri
Dereler kurumuş akmaz selleri
Tarihe karışmış bizim eski yaylalar.