Rıfat Açıkgöz

Tarihe karışmış eski yaylalar

Rıfat Açıkgöz

Görmek için gitmiş idim yaylaya

Sanki biri keven ekmiş tarlaya

Parça parça olmuş sümbüllü kaya

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Yayladaki ağaçlar vermiyor yemiş

Kartal yuvasına Kara Karga tünemiş

Kem gözler bakıp da nazar mı değmiş

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Keklikler ötmüyor yükseklerinde

Kuzu meleşmiyor eteklerinde

Karaçalı bitmiş çadırların yerinde

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Hep yıkılmış yurtlardaki tandırlar

Tarihe karışmış kara çadırlar

Ot bile bitmiyor karamış kırlar

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Koyunu sağan yok kuzuyu güden

Sanki dağlar olmuş yaşlı bir beden

Soğuk sular akmaz olmuş çeşmeden

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Artık göçmez olmuş bizim obalar

Öksüz çocuk gibi kalkmış o dağlar

Bu garip halini görenler ağlar

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Çayır çimenlerini kaplamış kamış

Alıç ı, armut u vermiyor yemiş

Parç alacak yolcu bile kalmamış

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Yemlik toplayan yok çiğdemi kazan

Yaylayı unutmuş gelin kız kızan

Şehir e göç etmiş okuyan yazan

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Eskisi gibi çağlamıyor pınarlar

Hep kurumuş deredeki çınarlar

Yüksek tepelere yağmıyor karlar

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Koyunu kırkan yok yünü eğiren

Halıyı dokuyan yok çorabı ören

Yollar harap olmuş geçmiyor tren

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Tarlayı süren yok tohumu eken

Çalıyı kesen yok keveni de söken

Merayı otlağı kaplamış kör diken

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Madenciler talan etmiş her yanı

Güneş tarlası olmuş sağlam kalanı

Durduran olmamış bunca talanı

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Ekini biçen yok düveni de süren

Besi evlerimiz de olmuş bir viran

Kendinden geçiyor bunları gören

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Göçüp gitmiş akbabalar kartallar

Hiç gelmiyor sepet ören aptallar

Yol yapılıp parçalanmış kayalar

Çok değişmiş başkalaşmış yaylalar.

 

Açmaz olmuş sümbülleri gülleri

Kuşlar ötmez hep lal olmuş dilleri

Dereler kurumuş akmaz selleri

Tarihe karışmış bizim eski yaylalar.

Yazarın Diğer Yazıları