Pandemi döneminde herkesin doktorluk yapması sağlık konusunda aklına geleni söylemesinin moral bozukluğu geçmeden şimdi de depremin ardından çoğalan deprem uzmanları sinirlerimizi bozmaya başladı.
Adam hasbelkader üç gün yer bilimiyle ilgili bir eğit almış çıkıyor sanki kırk yıllık deprem uzmanı gibi konuşuyor. Bildiğini de söylüyor bilmediğini de. Son günlerde artan sallantılar zaten bozuk olan moralimiz iyice bozuluyor. Bir de buna soytarı medyadaki ne idiği belirsiz insanlar karışınca gel de çık işin içinden.
Daha bunlarda yetmiyor birde medyumlar, şaklabanlar çıkıyor ortaya vay şu gün şu olacak bugün bu olacak birde onlar ahkam kesmeye aklına geleni söylemeye başlayınca vatandaş uykuyu iyice kaçırdı ve hepimiz panik atak olma yolunda hızla ilerlemeye başladı.
Halbuki hastalık da depremde uzmanların bileceği iştir. Bu işin gerçek ilmini yapmayı üç gün okulunda okuyanların yapacağı bir iş değildir.
Hele şu hoca gibi tarikat şeyhi gibi görünüp felaket tellallığı yapanlar yok mu işte bunlar işin tadını iyice kaçırıyor.
Hadi o kendini sağlık ve deprem uzmanı zannedip bildiğini de bilmediğini de söyleyenleri konuşanları geçtik. Bu Müslümanım deyip Allaha inanarak medyumluk yapıp uykumuzu kaçıranlara ne demeli bunu anlamış değilim.
Bence bütün bunlar dayakla yola gelecek adamlardır. Kadere inanıyorsak her şey cenabı Allah “Ol” derse olur olma derse olmaz. Depremi de ölümü de olacak her şeyi önceden ancak cenabı Allah bilir. Kader ne ise o olur ecelin önüne kimse geçemez eceli yetende mutlaka bir sebep olur ve ölür gider.
Kısacak bu boş boğazlara fırsat vermemeliyiz. Devlet birilerine yetki ve görev vermeli onun dışında konuşanı da cezalandırmalıdır.
Ayrıca bizlerde her konuşana inanmayıp devletin resmi görevlilerinin yaptığı açıklamalara kulak verip onların söylediklerine inanmalıyız aksi taktirde her geçen gün hayat çekilmez olur ve kaçacak gidecek yer de bulamayız. Böyle giderse biz o şaklabanlara ve sözde uzmanlara inanırsak bağa gitsek de dağa gitsek de rahat edemeyiz.
Dilerim devlet bu işi kısa zamanda bir yasak getirir de bizde huzur içerisinde hayatımızı sürdürmeye devam ederiz.
Hele şu şıkım, şeyhim, hocayım Allah’ı da biliyorum inanıyorum deyip de gaipten haber veren şaklabanlar mutlaka gereken cezayı görmeli ve gerekirse içeri atarak seslerini kesmeliyiz.