Osman Çiftci

VELİ ABİM...

Osman Çiftci

Ölüm bir kapıdan çıkmak gibi...
İmanımız, inancımız gereği ölünce herşey bitmiyor, çıktığımız kapıdan sonrasında ebedi yaşam başlıyor.
Yalan dünyadan gerçek dünyaya göçün adı ölüm...
Ansızın...
Veli Altınkaya abimizi yalan dünyadan gerçek aleme yolcu ettik dün.
Allah gittiği yerde yardımcısı olsun Veli abinin...
Hüzünlü bir vedaydı bizim için.
Keşke daha çok vakti olsaydı bu dünyada...
Kimseyi incitmek istemeyen olgun bir yapıdaydı; hatır gönül bilen, güzel ahlaklı, güzel bir adamdı...
***
Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’nde başkan yardımcılığını yaparak yakın çalışma fırsatı bulduğum Veli abimin vefat haberini alınca “İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun, Rabbim cennetinde buluştursun” diyebildim.
Sadece basın camiası için değil Kayseri için önemli bir isimdi, şimdi tüm dengeler altüst oldu.
Kayseri sadece bir gazeteciyi değil renkli bir simasını, kalemi güçlü bir kulisçisini de kaybetti.
Cebinde manşetle gezen, memlekette olup biten hemen herşeyden haberdar olma ve sahibi olduğu bilgileri de memleket hayrına kullanma yeteneğine sahip bir dimağ idi...
Neredeyse bütün siyasi partilerin içini dışını o partinin yöneticilerinden daha iyi bilen bir gazeteciydi.
Muhalif gazeteci değildi ama memleket meselesi olunca muhalifim diyen meslektaşlarına taş çıkartırdı.
Hızlı tren konusunda Veli Altınkaya’nın mücadelesini yazılarını takip eden herkes biliyor...
Ve daha nice memleket meselesindeki hassasiyetini...
Mış... Miş... Muş... köşesinde kaleme aldığı 2 satırlık yazısıyla şehri sallardı, gündem oluştururdu.
Denge unsuruydu, camiada çatı isimdi...
Gıyabında Gazeteciler Cemiyeti Başkanı seçtik ama başkanlığı yapmaya ömrü yetmedi; camianın üzerinde uzlaştığı herkesi kucaklayan bir yapısı vardı.
Çok da faydası oldu kıymetini bilirsek...
Gazetelerin birleşerek gazete sahiplerinin gizli iflastan kurtuluşunun baş aktörlerindendi mesela...
Açılmasını çok arzu ettiği, çok da emek verdiği Kayseri Basın Müzesi’ni görmek nasip olmadı, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılacak onca iş ortada kalıverdi...
Yalan dünyanın işleri bitmez zira...
***
Evet, Covid-19 belası neden oldu vefatına, bir ay kadar  coronavirüsle, hastalıkla imtihan oldu...
Virüs bahaneydi eceline...
İmtihan dünyasının bahanesi olan virüs Allah’ı unutturmasın bize..
Virüs bahane... 
Esas olan takdiri ilahidir...
Ne diyor atalar, “Ecel gelmiş cihane, baş ağrısı bahane...”
Veli abi 2014 yılının son günlerinde kaleme aldığı ve ölümü anlattığı gazetedeki köşe yazısında bakın ne demiş;
...
İlahi emir:
“Şüphesiz her nefs ölümü tadacaktır...
İyiki ölüm var.. Ama ölmesini bilene.. Ama, Azrail’i davet edebilene...
Dedeniz, onun babası, onun da dedesi; cümlesi yaşasaydı yeryüzü ne olurdu?..
 Ne diyor Üstad: “Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?” 
...
İşte o yazısında ölümle ilgili bir duası da var Veli abinin:
...
4 yaşındaki sabiye yangında, 87 yaşındaki dedeye hastanede ilahi emri tebliğ eden Azrail, bakalım hangimize nerede ve nasıl bir tebligat yapacak?..
 “Ben o tebligatı tebellüğ etmem” diyen beri gelsin.
Allah, son nefesimizde, ele ayağa düşürmeden, imanla gitmeyi nasip etsin!. Amin...
....
Amin Veli abim, amin...
2020 Ocak ayında yaşanan Elazığ depremini Kayseri’de evinin mutfağında Dilber abla ile otururken hisseden Veli abi, depremi kaleme alırken yine ölümü yazmış:
“Hepimiz bir gün öleceğimizi, hem de hiç olmadık bir esnada, hasta vs. olmadığımız bir anda ölebileceğimizi unutmayalım. ‘Öleceğimizi unutmadan’ yaşarsak, ölmekten korkmayız.”
***
Çevremde onlarca kişi, “Şimdi bize goministlik yapma diye kim diyecek” sorusunu soruyor.
Geldi geçti, yalana benzer...!

Yazarın Diğer Yazıları