Türk askerine sevgi duygusuyla verilen anlamdır.
4 Ocak Cuma günü. Ailemizin Mehmetçiğini, asker ocağına teslim etmek için, Amasya’ya gittik.
Ana kucağında yetişen, büyüyen evladını, annesi de yanımda gelerek beraber teslim ettik.
Hayatımda bu kadar özel bir duygu yaşamadım.
Bir anne ve baba canından çok sevdiği evladını, kendi elleri ile asker ocağına götürüyor ve teslim ediyor.
Gururla, onurla.
Hamdolsun.
Rahmetlik babam. Hacı Kemal Efendi her zaman,
“Türk milleti, Türk devleti çok büyük” derdi.
Evet, gerçekten öyle.
Bir anne ve baba evladını ancak saygı duyduğu, değer verdiği, devletine götürüp teslim edebilir.
Biz de öyle yaptık.
Huzurla, başımız dik.
Kapıda teslim ederek hemen döndük. Yolda gelirken şükrettik rabbimize.
Böyle güzel günler gösterdiği için, peygamber ocağına biz de Mehmetçik verebildiğimiz için.
Rabbimize dua ettik. Tüm Mehmetçiklerin içinde, yüreğinde vatan sevgisini eksiltmesin diye.
Tüm annelerin, babaların gönlüne ferahlık ver, mutluluk ver diye.
Kınalı kuzular, anne sütünden vatanseverliği özümseyenler, küçük Muhammedler.
Şimdi, askerlikte disiplini, itaati, tahammülü, vatan sevgisini pekiştirmiş olacak.
Atatürk orduyu “Türk birliğinin bir ifadesi, devletin yüce varlığının sarsılmaz temeli ve millî disiplin okulu” olarak görür.
“Ordu milletin yaşamak ve var olmak iradesinin bir şeklidir” demiştir.
Ömrüne değer katacak bir ocak olan asker ocağına giderken telefon ile konuştuğu bir arkadaşına “Önce Vatan” demesi dikkatimden kaçmadı. Kalbim sevinçten rahatladı, mutlu oldum, dua ettim.
Mehmetçikler, aslan parçaları.
Önce Allaha, sonra güçlü Türk Devleti’mize emanetsiniz.
Hayırlı tezkereler olsun.
Güzel anılarla, tecrübeler ile ana ocağına dönesiniz.
Tüm Mehmetçikleri seviyoruz.
Her şey vatan için.