Meğer ne büyük nimetmiş...
Sokağa çıkmak, gezmek - dolaşmak, güzel havanın tadını çıkarmak...
Şu sıralar bu saydıklarıma hasretiz. Koronavirüs salgını dünyayı olduğu gibi ülkemizi de adeta esir aldı ve bizi birçok şeye hasret bıraktı. Bilim kurgu filmindeymişiz gibi.
Sokaklar bomboş, işyerleri kapalı, hergün ölüm haberleri geliyor. Bunun üzerine TV’lerde her bir ağızdan binbir teori ve olasılık...
İnsanlar korku içerisinde. Üzerine bir de her kafadan bir ses çıktığında, ortalık iyiden iyiye karışıyor.
Lütfen her denilene itibar etmeyelim. Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın verdiği bilgileri ve tedbirleri dikkate alalım.
Zor bir süreçten geçiyoruz aşikar. Yapılan uyarıları dikkate alıp, biraz dişimizi sıkarsak bu beladan kurtulabiliriz. Çin gibi 1,5 miyar nüfuslu bir ülkü bile 2 ayda bu virüsten kurtuldu. Çünkü doğru işler yaptılar. Halk kendini izole etti, gereken tedbirleri aldı. Bizde ise işi olmamasına rağmen insanlar meydanlarda volta atıyor.
Kurallara uyan insan sayısı oldukça fazla. Ancak uymayanlar da var. “2 haftadır çıkmıyorum, sıkıldım, çıktım” diyerek kendini sokağa atıyor ve böylece ‘taşıyıcı’ olarak insanların hayatlarını tehlikeye atıyor.
Lütfen çıkmayalım. Uyarıları dikkate alalım. Çalışanlarımız ise maske ve eldiven takarak kendini yeterince izole etsin. Birbirimize temas etmeyelim. Kalabalık ortamlardan uzak duralım.
Sonuç olarak bu belayı yenerek yeniden eski hayatımıza dönelim. Aksi takdirde bu çekilmez dönem uzayacak.
Üzerimize düşeni yaparsak, daha hızlı atlacağımıza eminim.