Cumartesi günü çok güzel başladı aslında. Güzel bir hafta sonu, harika bir hava…
Akşam Kayserispor’un çok önemli bir maçı var.
Son 2 maçını kazanmış moralli bir camia.
Takım otobüsüne, stadyuma kadar, yüzlerce araçla eşlik eden binlerce kişi.
Kayserispor keyifli, Kayserisporlu keyifli…
Akşamki maçtan da oldukça umutlu.
Rakip Galatasaray…
Her ne kadar da şansı tutmasa da kazanma umudu var.
Maça etkili başlayan Galatasaray oldu. Maçın başlarında net bir fırsat yakalasa da Doğan gole izin vermedi. Ceza sahası içerisinde yaşanan karmaşa sonrası top uzaklaştı.
Sonrasında İlhan, kaptığı topla, Pedro Henrique’yi Muslera ile karşı karşıya bıraktı.
Pedro bu yüzde yüzlük pozisyonu adeta harcadı.
Daha geçen hafta İlhan Parlak, Hatayspor karşısında bire bir aynı pozisyonda, hiç kasmadan Hatay ağlarını sarsmıştı.
Pedro, İlhan’ın golünü 1 saniyeliğine aklına getirse dahi bu pozisyonu gol yapabilirdi.
Fakat, Pedro çok kısa mesafede Muslera’yı geçmeye çalışınca, düşündüğünü yapamadı ve topu Muslera’nın avuçlarına bıraktı.
Karşınızdaki isim Muslera, yılların deneyimi, Süper Lig’i avucunun içi gibi biliyor. Çok başarılı bir kaleci.
Tabii burada Pedro’nun da beceriksizliği var. Kaçırdığı pozisyonun etkisinde mi kaldı bilinmez ama maçın genelinde de bizim “o bildiğimiz” Pedro’yu göremedik.
Ne olduysa bu dakikadan sonra oldu. Kayserispor’un belki de son yıllarda yaptığı en başarılı transferlerden olan Uğur Demirok, sakatlanarak yerini Sapunaru’ya bıraktı.
Sapunaru uzun süre formaya uzak kalmasından mıdır, yoksa bazı maçlarda forvette oynamasından mıdır bilinmez ama asıl mevkiini unutmuş gibiydi.
Kayserispor’un yediği 3 golde de hata ondaydı.
İlk golde bire birde Falcao’ya o topu vurdurması…
İkinci golde bulunması gereken mevkiinde yer almaması ve üçüncü golde ise Onyekuru’yu kaçırması farkın açılmasına sebep oldu.
Yani Kayserispor kazanabileceği maçı bu tür hatalarla kaybetmesi gerçekten üzücü.
***************
İlhan Parlak – Taylan Antalyalı pozisyonundan bahsedecek olursak. Bu ülkede hiçbir zaman hakem kararlarında istikrar olmamıştır. Aynı pozisyonlarda hakemler çok farklı kararlar verebiliyor. Dedim ya belirli bir istikrarları yok. Büyük takıma farklı, küçük takıma farklı, önemli maçta farklı düdük çalıyorlar. Taylan’ın İlhan Parlak’ın ayağına bastığı pozisyon gibi Süper Lig’de tonlarcasını izledik.
Kimi kırmızı verdi kimi sarı…
Kimi es geçti, kimi faul bile vermedi.
Yani bir yerlerimizi de yırtsak bu ülkenin hakemleri değişmez.
Kapasiteleri bu...
Çünkü özgüven yok, eyyam var, liyakat yok, korku var.
Bu böyle geldi böyle gidecek.
Kayserispor’un bu sezon çoğu maçta hakkı yendi yenmeye de devam ediyor. Ne kadar da konuşsanız bir şey değişmiyor.
Konuşursanız da kendi yöneticiniz geliyor, lafı ağzınıza tıkıyor.
“Öyle değildi böyleydi” diyor.
Kayserispor’u temsil ediyorsanız, Kayserispor’u savunmak zorundasınız.
İyi de oynasa kötü de oynasa…
Birilerine şirin gözükmek zorunda değilsiniz.
Kayseri’ye şirin gözükün yeter.
Netice olarak Cumartesi günü çok güzel başladı ama güzel bitmedi.
Mağlubiyet, hakemler, yöneticiler derken 2 haftalık büyü bozuldu.
Neyse bir maça çok takılmamak lazım.
Sırada Karagümrük maçı var.
Sonrasında milli ara var.
Milli araya galibiyetle girmek önemli. Bu aranın ardından sakatlar da iyileşip takıma dönerse yeni bir sayfa açılacak. Kayserispor için yeni bir serüven başlacak diyebiliriz.
Unutmayalım ligde kolay maç yok.
Cumartesi günü çok güzel başladı aslında. Güzel bir hafta sonu, harika bir hava…
Akşam Kayserispor’un çok önemli bir maçı var.
Son 2 maçını kazanmış moralli bir camia.
Takım otobüsüne, stadyuma kadar, yüzlerce araçla eşlik eden binlerce kişi.
Kayserispor keyifli, Kayserisporlu keyifli…
Akşamki maçtan da oldukça umutlu.