Dünya Kupası, Türkiye Kupası derken, geldik yine övsekte gömsek de ayrı kalmaya tahammül edemediğimiz Süper Lig'e...
Her ne kadar ligimiz, futbol anlamında beklenen kalitede olmasa da, saha içinden çok saha dışı konuşulsa da, topun oyunda kalma süresi az olsa da, sık sık yapılan fauller oyunu soğutsa da, oynanan futboldan keyif almaktan ziyade, skora endeksli futbolseverler olsak da, futbolu oyun olarak kabul etmeyip, üzerine türlü türlü senaryolar yazsak da, Süper Ligi’mizin keyfi ve heyecanı bir başka… Hele ki, Kayserispor’un da maçının olduğu hafta ayrı bir keyif veriyor.
Geçen hafta sonu 15. hafta maçları oynandı. Kayserispor BAY geçtiği için maç yapmadı.
Bugün Alanyaspor deplasmanı var.
Kayserispor, 45 gün sonra Süper Lig’de taraftarıyla buluşuyor.
Dünya Kupası arasında takıma özlem fazlasıyla arttı.
Türkiye Kupası’nda geçen hafta Gençlerbirliği maçında takımı görsek de bugünkü maçta tam anlamıyla izleyeceğiz. Bu 45 günlük ara takıma neler kazandırmış, neler kaybettirmiş göreceğiz.
Tabii ki bu uzun süreli ara takımı ister istemez geriye götürecektir. Çünkü futbolda, yaz sezonunda bile takımlar futboldan bu kadar uzak kalmıyor. Maç temposundan geri kalmak, öncelikle kondisyonu geri plana atarken, maç ritmini kaybetmek de büyük dezavantaj sağlıyor.
Saha içerisi bir tarafa, bir de sıkıntılı olan saha dışı var. 17 Aralık’ta genel kurul yapan Kayserispor, yeni başkanını seçti. 1 Milyon TL’ye yakın bir borç açıklandı. 3 puan silme kararı çıktı. Tahkime gidildi sonuç bekleniyor. Bütün bu sıkıntıların arasında lig bir şekilde devam ediyor.
Saha içerisinde alınacak iyi sonuçlara herkesin ihtiyacı var. Sıkıntılar bir şekilde hallolur. Yıllardır her sezon sıkıntılarla boğuşan Kayserispor, her zaman zor durumdaydı, diken üstündeydi. Yine bu sıkıntılar atlatılır. Önemli olan saha içerisinde güzel sonuçlar almak. Sportif başarı çoğu şeyin üzerini örtüyor.
Tabii ki arka planda yönetimde üzerine düşeni yapmalı ve yapacaktır da. Kayserispor’un Evvelallah sırtı yere gelmez. Buna hiç birimiz müsaade etmeyiz, etmemeliyiz.