Ülkemiz birçok açıdan zor bir dönemden geçiyor.
FETÖ’nün hain darbe girişiminden sonra açtığı yaralar sarılmaya çalışılırken, bir de dış kaynaklı ekonomik darbe girişimi ülke ekonomisindeki dengeleri zorluyor.
Dövizdeki hızlı artış, iç ve dış ticareti ciddi manada etkilemeye başladı.
Elbette, ülke olarak bu hayâsız girişimlere teslim olmayacak, gücümüzün son evresine kadar karşı duracağız.
Ve elbette daha önce olduğu gibi, bu zor zamanları da atlatacağız.
Bu ülke, çok kriz, çok kargaşa, çok zor zamanlar gördü.
Hepsini de çok şükür bir şekilde atlatmayı bildi.
Bunu da Allah’ın izniyle atlatacağız.
Belki zorlanacağız, belki ticaretimiz sekteye uğrayacak, belki kapanan bazı firmalar olacak.
Ama burada önemli olan, ülkenin ayakta kalması, bağımsızlığına halel gelmemesi...
Gerisi teferruat…
Bu ülkeyi seven her vatan evladının bu bilinçle hareket etmesi ve bu hayâsız akınlara karşı durması gerekir.
Bu nedenle, ben dış ülkelerin bize yönelik saldırılarına çok da şaşırmıyorum.
Onlar kendilerine yakışanı yapıyorlar.
Aslolan bizim de kendimize yakışanı yapmamızdır.
Bu noktada bizi asıl üzen, asıl kahreden şey, “bizim insanımız” dediğimiz kişilerin yaptıkları ve yapmadıkları…
Dövizdeki artışı fırsat bilerek karaborsacılık yapan toptancılar var…
Fiyat artışı yapmamış gibi gözükmek için, ürünlerin gramajını düşüren firmalar var.
Hiç dövizle alakası olmadığı halde, ürünlere ciddi oranda zam yapanlar var.
Ve el altından hala döviz alıp, bir yerlerde stoklayanlar var.
Sanki bu ülke zarar görünce, kendilerine bu yaptıkları fayda edecekmiş gibi…
Daha da kötüsü, ülke ekonomisinin kötüye gitmesine sevinen, bunun için el ovuşturanlar var.
“İktidar gitsin de ülke batarsa batsın” mantığı ile hareket edenlerin sayısının çok olması, bu noktada bizi en çok dehşete düşüren olguların başında geliyor…
Cennet mekan Aliya İzzetbegoviç’in muhteşem bir sözü var: “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”
Bu işler gelip geçtiğinde bizim de hatırlayacağımı şey düşmanlarımızın yaptıkları değil, dost bildiklerimizin yaptıkları olacak…
Selametle…