Metin Kösedağ

Vicdan en güzel ilham kaynağımızdır

Metin Kösedağ

VİCDAN, her insanı güzel olan tavra ve düşünceye yönelten, insanın sağlıklı muhakemede bulunmasını, “doğruyu ve yanlışı” birbirinden ayırt edebilmesini sağlayan manevi bir özelliktir.
 
Vicdanın önemli bir özelliği tüm insanlarda ortak olmasıdır.
Yani bir insanın vicdanına göre doğru olan, aynı koşullar söz konusu olduğu sürece diğer insanların vicdanları için de doğrudur.
Vicdanlar hiçbir zaman çatışmaz.
 
Bunun nedeni ise vicdanın kaynağıdır; vicdan Allah’ın ilhamıdır.
Allah, her insana vicdanı aracılığı ile Kendisinin hoşnut olacağı en doğru ve en güzel tavırları bildirmektedir.
 
Vicdanın Allah’ın ilhamı olduğu Kuran’da Şems Suresi’nde şöyle bildirilmektedir:
“Nefse ve ona ‘bir düzen içinde biçim verene’. Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır.” (Şems Suresi, 7-10)
Yukarıdaki ayetlerde Allah nefse fücuru (günaha ve isyana girişmek, fasık olmak, yalan söylemek, baş kaldırmak, haktan yüz çevirmek, nizamı bozmak ve ahlaki çöküntü gibi takvanın zıddı hareketler) ve aynı zamanda ondan sakınmayı ilham ettiğini bildirmektedir.
 
"...Allah'ın her insana ilhamı vicdanıdır..."
 
İşte insanı kötülüklerden sakındıran ve doğruyu bulduran, vicdanıdır.
Vicdanın en önemli özelliklerinden biri ise insanın “kendi kendine doğruyu bulmasına yardımcı” olmasıdır.
 
Vicdan, kimse göstermese de insana doğruyu gösterecektir ancak önemli olan insanın vicdanına başvurması, onun ne dediğini dinlemesi ve eksiksizce söylediklerini uygulamasıdır.
 
Bu nedenle “vicdan dinin temel unsurudur” diyebiliriz.
 
Herşeyden önce şunu unutmamak gerekir: Her insan şuur sahibi olduğu andan itibaren Allah’ın kendisine ilham ettiği vicdanının söylediklerinden sorumludur.
Etrafındaki olayları idrak etmeye başlayan, muhakeme yeteneği kazanan her insan artık vicdanını duyacak, nefsi ile vicdanı arasındaki farkı ayırt edebilecek yeteneğe ve vicdanına uyabilecek iradeye sahip olmuş demektir.
 
Artık bundan sonra karşılaştığı olaylar esnasında seçtiği yoldan hesap günü sorgulanacaktır; vicdanına uyuyorsa ayetlerde haber verildiği üzere, Allah’ın sonsuz cennetine layık görülecek, nefsine uyuyorsa “kapıları kilitlenmiş” sonsuz bir ateşle karşılaşacaktır.
 
O yüzden gelin günlük yaşantımızda “nefsimizden ziyade vicdanımızın sesine” kulak verelim.
 
Nefsimizin yönlendirdiği boş ve şaşalı işlerin peşinden koşmaktansa vicdan muhasebemizin doğrularına yönelelim.
 
Bu ayrımı yapabildiğimiz taktirde bizden iyisi olmaz. (TEKRAR)
 
GÜNÜN SÖZÜ
 
“Cennet cömertlerin, cehennem cahillerin yeridir.”
Hz. Ali (ra)

Yazarın Diğer Yazıları