Metin Kösedağ

Umurunda değilmiş!...

Metin Kösedağ

“NE TARAFTARIN ne de basının düşüncesi umurumda değil...”
 
Bunu Kayserispor’un Rumen çalıştırıcısı Marius Sumuduca söylemiş.
Ve eklemiş;
 
“... Herkes benim ‘deli’ olduğumu söylüyor. Türkiye’ye geldiğimde göstermek istediğim tek şey, iyi bir hoca olduğumdu. Taraftarın, basının benim hakkımda şu an ne düşündüğü umurumda da değil. Sadece oyuncularımdan görmek istediğim, benim gibi sahada çılgın, deli olmalarıdır. Eğer futbolcularım Kayserispor için yürekten oynamazlarsa hiçbir şey kazanamayız.”
 
Evet sayın Sumuduca delisin, ama işine geldiğinde delisin.. Gelmediğinde de en akıllı kişi olarak kendini pazarlıyorsun. Devre arasında “beni istiyorlar” ayağına yattığın gibi...
 
Her galibiyet sonrasında şovun en önünde sen varsın, ama kötü sonuçlarda futbolcularını suçlayıp, taraftarın, basının önüne atmayı çok iyi biliyorsun.
 
Bir kaç kez bunu utanmadan, sıkılmadan da canlı yayınlarda yaptın.
Şimdi bir kez daha aynı yolu seçtin.
 
Yüzünün kızarmaması, normal çünkü beyaz (!) tenlisin.
Ama vicdanen de problemli biri olduğunu düşünmeye başladım artık.
Çıktın bir maç sonrasında “oynamadan, yatarak para alanlar var...” dedin, sonra kıvırdın “ben öyle demek istemedim” diye... Gün o gündür takım düzen tutmadı artık.
 
Yetmedi ligin ilk yarısında takımın kaptanı Umut Bulut’la uğraşmaya çalıştın “dişli” gelince yine çark ettin ve “ben olmazsam Umut bugün kaptan olamazdı, takımda kalamazdı...” diyerek yönetimle karşı karşıya getirdin.
 
Dahası bunlar gibi bir çok “ofsayt” hareketin vardı.
Ama; haklı olduğun tek taraf takımın iyi gitmesiydi.
Ne yapsan, ne saçmalasan “takım iyi gidiyor dokunmayalım...” fikrinde birleşildi.
Nitekim öyle de oldu.
 
Ama; takım kötü gitmeye başladı sen yine sahneye çıktın ve futbolcularını suçladın.
Bu senin politikan olmuş.
 
"Taklacı Sumudica, yine hedef şaşaırttı, futbolcuları suçlaması yetmediği gibi kendine yeni hedefler belirledi."
 
İyiyken kendine, kötüyken ya futbolculara ya da yönetime.
Ha en önemlisi çok da kurnazsın.
 
Zamanında başkana atmadığın takla da kalmamıştı. Belki de bugün o taklaların hatırına kalıyorsun, kim bilir!
 
“Ben karımla bile Başkanla görüştüğüm kadar görüşmüyorum...” diyerek taklanın en büyüğünü attın o gün bütün Türkiye’nin gözü önünde.
 
Yani şöyle yaptıklarını, attığın taklaları bir bir saymaya kalkarsak gerçekten 16 sayfalık Anadolu Haber’in sütunları yetmez.
 
O yüzden senin ne yaptığın değil, bu takımın lig sonunda ne yaptığı önemlidir.
O yüzden geride kalan 8 maç sonunda sen de çok iyi biliyorsun ki alınacak başarılarda kendine en ön koltukta yer bulacaksın, ama olası kötü sonuçlarda yine futbolcuları ateşe atacaksın.
Çünkü; senin için önemli olan takımın, futbolcunun durumundan ziyade koltuğunu korumak.
Ha bir de önerim var sana...
 
Fenerbahçe maçında kimden forma isteyeceksen çıtlat bize senin yerine alalım. O kadar hatırımız geçer, bilesin. Yeter ki saha ortasına gidip, zulalama çirkinliğine girerek, ne kendini ne de bu şehri rezil etme.
 
GÜNÜN SÖZÜ
 
Mourinho, gazetecilere konuşana kadar bize taktik verseydi eminim ki İspanya şampiyonu biz olurduk. Sergio Ramos

Yazarın Diğer Yazıları