Metin Kösedağ

Sivas deplasmanında Kayseri

Metin Kösedağ

KAYSERİ ile Sivas coğrafik olarak iki komşu kent.
 
Tarih sahnesine baktığımızda iki şehir iç içe yaşamış ve bugüne kadar her türlü ticari kültürel ve sosyal alanda birlikte hareket etmişlerdir.
 
Ama iki şehir arasındaki nahoş olaylar da yok değil.
 
17 Eylül 1967’de oynanan Kayserispor-Sivasspor maçı, 43 kişinin hayatını kaybettiği, yüzlercesininse yaralandığı olaylara sebep olmuştu. Üzerinden 50 yıl geçen olaylar her ne kadar unutulmaya çalışılsa ve ya unutturulmaya çalışılsa da insanların benliğinde ne yazık ki hep varolmşutur.
 
Bu nedenle ne zaman iki şehrin takımı arasında bir karşılaşma oynansa 1967 olayları akla gelir ve bu nedenle binbir uyarı yapılır.
- Aman dikkat.
 
- Hiç bir taşkınlığa mahal vermeyin.
 
- İki şehir dosttur, komşudur ve en ufak bir gerginliği kaldıramaz.
v.s.v.s.
 
Özellikle devlet eliyle de bin bir tedbir alınır ve iki şehrin “fanatik taraftar grupları” karşı karşıya getirilmez.
 
Devletin bu davranışı bir anlamda yerinde.
 
Çünkü; ne yazık ki iki takımın taraftar grupları birbirlerine adeta “düşman” gibiler.
Ama; hiç kimse de bu taraftar gruplarını bir araya getirip, “Kayserispor-Trabzonspor” örneğinde olduğu gibi bir ortam oluştarmayı akıl etmez.
Çünkü; bu taraftar grupları aslında “sanal” olarak bir kavganın içerisindeler.
 
Bu sanallık sözlü ve uzaktan küfürleşmelerle desteklenmektedir(!)
Ama şu bir gerçek ki Kayseri’de binlerce Sivas’lı var, Sivas’ta da bir o kadar Kayserili yaşamaktadır.
 
Bu gerçek gözönüne alındığında özellikle son yıllarda birbirine düşmanca hakaret eden iki taraftar grubunun biraraya getirilip, bunun sonlandırılmasıdır.
 
Bunu yapacak da her iki kulüp başkanları ve yöneticileridir.
 
Ama ne yazıktır ki, bu anlamda iki kulüp yöneticileri de şimdiye kadar olumlu tek bir adım dahi atmamışlardır, ya da attılar da fayda etmedi.
 
"...Kayseri ile Sivas taraftar gruplarının arasındaki kavgayı bitirecek taraf her iki kulüp yöneticileridir..."
 
Bu yeni değil, yıllardır böyle devam etmektedir.
 
Umarım bu uyırımız bundan sonrası için dikkate alınır.
 
****
 
Gelelim Cumartesi günü Yeni Sivas 4 Eylül Stadyumu’ndaki maça.
Yeşil zemindeki mücadeleyi özetleyecek iki cümlem var; “Kayserispor her hattıyla haketti ve kazandı. Sonucun daha farklı olmaması Sivas’ın şansı, Kayserispor’un şanssızlığıydı...”
 
Ama; tribündeki küfürleşme inanılmaz derecede çirkindi. Kayseri’den Sivas’a giden grubun sinkaflı tezahüratları maçın da önüne geçti.
Yakışmadı.
 
Hem de hiç.
 
Oysaki takımları sahada tıkır tıkır işliyor.
 
Her an pozisyona giriyor ve ev sahibini sahadan siliyor.
 
Bunu şova dönüştürmesi gereken taraftar grubunun takımını bırakıp, komşu şehre ağza alınmayacak küfürler etmesi hiç yakışık almadı.
 
GÜNÜN SÖZÜ
 
“Futbol, ezilen halkların mutluluğudur.” George Weah

Yazarın Diğer Yazıları