YİNE bir Dünya Kupası’na uzaktan bakmakla yetiniyoruz.
Adı sanı belli olmayan, ekonomilerinde büyük problemler yaşayan, nüfuslarının yüzde 60’nın 50 yaşın üstünde olan nice ülkeler bugün Rusya’da yapılan Dünya Futbol Şampiyonası’nda boy gösteriyor.
80 milyonu aşmış Türkiye ise “evinde izlemekle” yetiniyor.
Fert fert olarak konuştuğumuzda “mangalda kül bırakmadığımız” gibi her işi de elimize yüzümüze bulaştırıyoruz.
Varsa yoksa, birey menfaatlerimiz, varsa yoksa kendi önceliğimiz.
Öyle olunca da toplum olarak her geçen gün buraz daha yozlaşıyoruz, biraz daha birbirimizden uzaklaşıyoruz.
Toplum menfaatlerini gözardı edip, daha çok “kişiselleşen çıkarlar” peşinde koşturuyoruz.
En son 2002’de Japonya’da yapılan Dünya Kupası’na katılmıştık.
Avrupa Şampiyonası’nda ise 2008’de boy göstermiştik.
O gün bugündür dünya üzerinde futbol ile ilgili yapılan hiç bir organizasyonda millet olarak başarılı olamadığımız gibi temsil de edilememişiz.
Dedik ya birey menfaatleri her zaman toplum menfaatlerinin önüne geçmiş.
Futbolda bu çok daha belirgin, çok daha keskin.
Futbol Federasyonu’nun her yıl “yeniden yapılanma” adı altında söylediği türküyü artık beşikteki bebekler de ezberler oldu.
Öyle ama bir arpa boyu da yol alınsa canım yanmasa.
Hep aynı türkü, hep aynı yüzler, hep aynı klişeleşmiş sözler.
Ama; ne hikmetse şan şöhret ve para pulun olduğu bu sahnede aktörler de hep aynı kalmayı başarmış.
Günü birlik başarılarla milletin gözünün boyandığı dönemleri çok yaşadık, korkarım bundan sonra da yaşayacak gibiyiz.
Öyle ki; avuç kadar ülkelerin futbol sahnelerinde gösterdikleri etkinin zerresini yapıyoruz.,
"80 milyonluk Türkiye, avuç kadar ülkeler kadar bile olamadı."
Ondan sonra da çıkıp, yapılan tesislerden, statlardan bahsediyoruz, hem de ballandıra ballandıra.
İçini dolduramadıktan sonra neye yarar.
Bunu sorgulayan, bunu soruşturan da yok artık.
Çünkü; yapması gereken ile soruşturması gereken aynı olunca, kim kime, dum duma.
Vel hasıl, yine bir Dünya Kupası’na 80 milyonluk Türkiye olarak evimizde izlemekle yetiniyoruz.
Öyle ya, bir de “şu kazansın, bu kazansın” diye yırtınıyoruz.
Deyim yerindeyse; “züğürt ikramiyesi” ile yetiniyoruz...
Yazık, çok yazık...
GÜNÜN SÖZÜ
“Futbolu eskiden açlar oynar, zenginler izlerdi; şimdi ise zenginler oynuyor, açlar izliyor.” Şenol Güneş