Metin Kösedağ

Özümüze dönmeliyiz...

Metin Kösedağ

BUGÜN cuma...
 
Duaların geri çevrilmediği üç aylardayız.
 
Allah nasip ederse 22 gün sonra Ramazan ayına ulaşacağız.
 
Elbette dinimizin gereklerini yerine getirmek her müslümanın görevidir.
 
Öyle yozlaştık ki, değerlerimizi unutur, dini vecibelerimizi sadece “gösteriş” için yapmaya başladık.
 
***
 
Yaşadığımız çağın en hayati sorunlarından biri, sosyal değerlerimizin yozlaşması veya değişmesidir.
 
Bu değerlerin korunup kollanması, toplumları “Ulus Devlete” götürür, tam tersi ise kuru kalabalığa dönüştürür.
 
Sömürü sitemine hizmet eden stratejistlerin birinci derecede hedef noktası, sömürülecek ülkenin sosyal değerleridir.
 
Kullanılan araçlar, siyasi güç, para ve silahtır.
 
Bu gün insanlık, gücün, silahın ve paranın karşısında yenik düşmüştür.
 
Elinde gücü, silahı ve parayı bulunduranlar veya bunlara hükmedenler kazanmıştır.
 
Günümüzde insanın ve insanlığın, barbarlık, baskı, zulüm, cinayetler ve despotizm karşısında sığınacağı bir liman kalmamıştır.
 
Dünyadaki bu gidişat, dünya ülkelerine ve toplumlarına sirayet ederek, hümanizm ve hukuk sitemlerini dejenere etmiş, yönetimde hukuk ve adaletten ziyade kuvvetin üstünlüğü, toplumların kaderi haline gelmiştir.
 
Bu tespitten sonra ülkemize bakacak olursak, işe bireyden, diğer bir tabirle insandan başlamamamız gerekecektir.
 
Ülkemiz, dünya coğrafyasındaki konumu itibariyle Avrupa ve Asya arasında bir köprü vazifesi görmektedir.
 
Yani coğrafi konumu itibariyle stratejik bir öneme sahiptir.
 
Tam anlamıyla ne Avrupalı nede Asyalı olan toplumumuz, benimsediği sosyal değerlerle Doğu ve Batı kültürü arasında bir yerdedir.
 
Bir başka değişle yüzünü hem Asya’ya hem Avrupa’ya hem de orta doğuya çevirmiştir.
 
Böyle olmak durumunda olan ülkemizde karma bir sosyal kültürel yapı
oluşmuştur.
 
Bu tamamen ülkemizin siyasi, sosyal ve ekonomik tercihlerine bağlı olarak ortaya çıkan bir durum olmakla beraber, Türk toplumu Batılılaşma faaliyetlerine başladıktan sonra Batıdan alınan değerler, Türk toplumunun sosyo- kültürel yapısı ile uyuşmadığı günümüzde de devam eden bir çatışma halini ortaya koymaktadır.
 
-Yaşam tarzı...
 
-Yeme-içme kültürü...
 
-Birilerine benzeme...
 
...Gibi durumlar toplumumuzun en ağır sorunlarından biri halini almıştır.
 
Bu gibi durumlarda “aile kavramı”nın önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.
 
Ama ne yazık ki, bu kavramı da giderek kaybediyoruz.
 
Allah hepimizi ıslah etsin.
 
GÜNÜN SÖZÜ
 
Tarih yazmak korkaklara göre bir iş değildir. Fatih Sultan Mehmet

Yazarın Diğer Yazıları