MALUMUNUZ 21 yıllık Belediye Başkanlığı sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giden daha sonra sırasıyla AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapan “Kayserili” Mehmet Özhaseki, 31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak olan yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterildi.
Bunu kim yaptı, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan gösterdi.
Bunu kim gösterdi; Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli gösterdi.
Dahası “her ne kadar içten içe çatlak sesler olsa da” partililerin yüzde 90’ına yakını Mehmet Özhaseki’nin adaylığına “sıcak” baktı.
Özellikle Ankara yerelinde Mehmet Özhaseki’nin “önünü kesmek” isteyen hal-i hazırda Milletvekillerinden tutun da il yöneticisine kadar isimler var, partililer (!) var.
Diyelim ki, Ankara yerelinde herkesin bir hesabı vardı, herkes bir yerlere “adamını getirmek” için içten içe hesaplar yaparken bir anda Mehmet Özhaseki’nin aday gösterilmesi onların önünü kesti, böylece onların da bu tavrı göstermesindeki “haklılık” payı var.
Peki ya Kayseri’ye ne demeli.
Kayserililere ne demeli.
Şu ana kadar en büyük “köstekliği” maalesef Kayserililer yapıyor.
Ankara’da ne olup bitiyorsa, bir ucu mutlaka Kayseri’den geçiyor.
Hatta daha ileriye gidelim “servis edilen” haberlerden tutun da FETÖ ile ilgili iddia edilen bağlantılar(!) dahil tamamı “Kayseri kaynaklı” ve Ankara’da Özhaseki’nin dahası Cumhur İttifakı adayının önünü kesmek için yapılan saldırılardır.
Maalesef böyle.
Baksanıza “temcit pilavı” misali güya yeniymiş (!) gbii nerde ne kadar eski fotoğraf vs. varsa hepsini piyasaya sürmeye başladılar.
Tabi ki bunu Ankarada’dakiler yapmıyor.
Kayseridekiler yapıyor.
Acı olan da; 1 Nisan’da Özhaseki o koltuğa oturur oturmaz yine bu “kanı bozuklar” soluğu Ankara’da alıp, “yanındaymış” gibi görüntü verecekler.
Bugünlerde bunları takip edin, bir de 1 Nisan’dan sonra analizinizi iyi yapın.
Harfiyen böyle olacak.
****
VEFA DENEN OLGU...
Herkesin vefa anlayışı farklı diye düşünüyorum.
Çünkü; özde vefayı bilmeyen çok insan var. Birçok kişi sözde vefalı, vefanın özünü bilen çok az insan kaldı günümüzde.
Artık sevgi ve değerden “uzak çıkar” uğruna yaşayan bir kitle var.
“İşine geldiği kadar samimi herkesle”, “işine geldiği kadar dost” olabilen bir düzen kurmuşlar o kötü düzende en güzel değerler harcanıyor ne yazık kı.
İnsanlar birbirinden medet ummaktan kendi ayakları üzerinde duramaz olmuşlar.
“Asalak bir yaşantı” sonucu menfaat değerleri her şeyin önüne geçmiş, “asalak bir yaşama” yetecek kadar “arsızlığa” sahipler.
Konu her ne olursa olsun bu insanlar “zihinlerinde bir çıkar amacı” olan ve hep küçük hesaplar pesinde koşan minik insanlar.
En sevdiklerini can dediklerini, yeni menfaatler söz konusu olduğunda hiç düşünmeden hayatlarından uzaklaştırmayı da gayet iyi başarıyorlar.
Bu düzende memnun yaşayan insanlar ne anıları, ne de yaşanan acı tatlı anları, ne de “aynı sofrada” yenen bir parça ekmeği, ne de beraber içilen bir kahveyi değerden saymıyorlar.
Öyle ki “vefa” denen olgu artık günü birlik “menfaatler” olarak karşımıza çıkıyor.
Ağzınızla kuş da tutsanız, makam ve mevki düştüğünüzde yanınızda kimseyi bulamazsınız.
Örnek mi; yanı BAŞINIZA bakınız!
GÜNÜN SÖZÜ
Bülbülden vefa ummayın
çünkü her dem başka
bir gül üzerinde öter.
(Sadi)
