MALUMUNUZ hafta sonunda Organize Sanayi Bölgesi’nde genel kurul yapıldı.
İki aday vardı.
Mevcut Başkan Tahir Nursaçan ile işadamı Ahmet Hilmi Kürtüncü yarıştı.
Kabul edelim, Organize Sanayi Bölgesi 4-5 yıl öncesinden çok farklı.
Yani herkes artık “OSB’nin varlığından haberdar ve bir tarafında olmak istiyor...”
Niye daha önce nasıldı ki diyenleriniz olacaktır mutlaka, ama; daha önce “tekelden” giden bir OSB vardı.
Ne zaman ki Tahir Nursaçan ortaya çıktı, işler de karışmaya başladı.
Çetin genel kurullar olmaya başladı.
Bir önceki seçimde Ergün Bilen ile girilen yarışta bu kez de Ahmet Hilmi Kürtüncü ile girildi.
Sonuçta seçmen yine Tahir Nursaçan’ı tercih etti.
Herkesin saygı duyması, bundan sonrası için de destek olması gerekiyor artık.
Aksi çıkışlar OSB’ye zarar verecektir.
Gelelim başkan adaylarının genel kuruldaki konuşmalarına...
Mevcut Başkan Tahir Nursaçan’ın kendini çok iyi geliştirdiğini gördük.
Rahatlığı, hitabeti, vurguları ile “inceden inceye” istediği herkese mesaj vermesi çok önemliydi..
Yani yeri geldi mi direk, yeri geldi mi tek kelimede hedefine ulaştı.
Bu da son derece etkili ve bir o kadar da sonuca odaklı bir konuşma oldu.
Ahmet Hamdi Kürtüncü ise İskender’deki adaylık açıklamasındaki acemiliğini gidermiş, dersine de iyi çalışmıştı. Biraz da rahat bir görüntüsü vardı.
Sanırım bu rahatlığı da “nasılsa seçimi kazanırım” rahatlılığı olabilir.
Ancak; konuşmasında“basını hedef alması” da pek hoş karşılanmadı.
“... Basın bizi çıkarmıyor, sayenizde çıktık” cümlesi de bunun bir göstergesiydi.
Oysa ki seçim sürecinde bir çok arkadaşımızın kendisine ulaşmak istediğini ancak geri dönüş dahi yapılmadığını bizat-i biliyorum.
Sonuç olarak; Tahir Nursaçan, OSB’de çıtayı yükseltmiştir.
Hizmetlerini bizden ziyadesiyle sanayiciler değerlendirecektir.
Fark belki az olabilir ama; sonuçta “bir çok entrikanın” döndüğü Organize Sanayi Bölgesi’nde “böylesi ortamlarda” seçimi kazanmak her babayiğidin de kârı değildir.
****
VAR’ınız batsın!...
Peşinen söyleyim; Kayserispor’un Beşiktaş maçındaki hakkı “GASP” edilmiştir.
En hafif tabiri ile Kayserispor’un hakkı “elinden alınmıştır...”
Maçın hakemi Suat Aslanboğa’ya sormak lazım; O pozisyonda Mensah’ın ölmesi mi gerekirdi?
Ya da Şamil’in sayılmayan golünde neye istinaden iptal ettin?
Beşiktaş’lı Burak Yılmaz’ın gözünün önünde attığı tekmeleri niye görmezden geldin.
Bak Şenol Güneş de basın toplantısında “Öyle ki oyuncumuz Burak artık tekme atmaya başlamıştı...” diyor.
90 dakikada bunlara benzer o kadar çok “Suat Aslanboğa faciası” vardı ki, saymakla bitiremeyiz.
Her şeye rağmen galibiyeti kaçıran, oynadığı futbol ile “gurur kaynağımız” olan Kayserispor’umuzu yürekten tebrik ediyorum.
Böyle oynamaya devam etsin, hakemleri de yenecek günleri elbette görecektir.