SON yıllarda Türkiye o kadar badire atlattı ki, insan geriye dönüp baktığında kafası karışıyor.
Krizler, hainlikler, darbe girişimleri, seçimler ne ararsanız var.
Artık bu ülkenin insanı normale dönmek istiyor.
Kavga etmeden...
Hakaret etmeden...
Etrafı ile didişmeden...
Yeni ve güzel günlere kucak açarak normale dönmek istiyor.
“O şucu, bu ocu...” demeden bir birine tahammül etmek istiyor.
Bunu da yapacak siyasilerdir.
Görüş ayrılıklarımız elbette olacaktır, ama önemli olan birbirimizi “olduğumuz” gibi kabullenmektir.
Seçimler bitti herkes günlük hayatına dönmek istiyor.
Peki günlük hayata dönebiliyor muyuz?
Hayır.
Sebep; hala siyasilerin birbirleri ile didişmesi.
CHP kanadının YSK üzerinden oluşturmaya çalıştığı baskı ve itirazları bitecek gibi görünmüyor.
Asıl amaç seçmenine “burada ihlal var, biz yenilmedik, hakkımızı-hakkınızı sonuna kadar arıyoruz” görüntüsünü vermek.
Geçmişte de bu tür hadiseler yaşanmıştı.
Hatta seçmenlerine YSK önüne çağırıp orada oturma eylemi dahi yapılmıştı.
Bunlar artık kanıksadığımız hareketler.
Gerek yok.
Atı alan Üstüdar’ı çoktan geçti.
Bu suni tartışmalar ülkeye her zaman kaybettirmiştir.
Millet bunları yemiyor.
Ve bunlarla da meşgul olmak istemiyor.
Artık esnaf ticaretine hız kazandırmak, sanayici yeni yatırımlar yapmak, memur asli görevine dönmenin hesabını yapmalı.
Siyasilerin kısır çekişmesinden millete gına geldi.
Yok efendim şöyle oldu, yok efendim böyle oldu.
Lütfen artık bırakın millet biraz da kendisiyle ilgilensin.
***
Önceki gün Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı “Yazarlık Okulu”nun konuğu oldum.
Gazeteci Yüksel Kalkan ağabeyinin daveti üzerine gittiğim kursta her yaştan öğrencinin olması son derece memnun etti beni.
Yaklaşık bir saat süren sohbetimizde öğrencilerin bu işe çok ciddi bakmaları gelecek adına umut verdi.
Elbette burada Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik’e de aslan payını vermek lazım.
Toplumun her kesimine hitap eden tesisler ve projeler üretip, halka sundukları için.
GÜNÜN SÖZÜ
Ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir. BaiIey