TÜRKİYE çok önemli ve bir o kadar da "büyük bir milletten" oluşmaktadır. Cumhuriyet'ten önce ve Cumhuriyet yıllarına baktığımızda bu millet sürekli önemli sıkıntılarla karşı karşıya bırakılmış.
Bir çoğunu "başarıyla bertaraf etmiş", yememiş, içmemiş ama vatan topraklarına sahip çıkmış bir millettir. Bin bir bela ile baş başa bırakılmış. İçeriden ve ya dışarıdan. Yani; hep bir düşmanları olmuştur tarih sahnesinde. Tarih boyunca hiç bir zaman diliminde "düşman sahibi olmadığı dönemleri olmamıştır" bu milletin.
Hep yalnızlaştırılmış, hep önü kesilmek istenmiştir. Bu doğrultuda 2017 yılı Türkiye için büyük zorluklarla geride bırakıldı. 2016 yazında hain darbe girişiminin başlattığı sancılar ne yazık ki 2017'nin tamamını kaplamıştır.
İçte ve dışda büyük mücadeleler verilmiştir. Yetmemiş, içdış mihrakların Türkiye'yi hedeflerine koymalarına vesile olan gelişmeler yaşanmıştır. Cumhurbaşkanı Recep "'IMFnin hedefi Tayyip Erdoğan'ın Suriye'de, Irak'ta ve "Dünya 5'ten son olarak Kudüs'te büyüktür" sözünen sonra Türkay tokadın ye sürekli hedef acısını Iran üzerin tahtasına konulden çıkarmaktır." muştur. 15 Temmuz 4) hadisesinin "asıl amacı" yeni yeni ortaya çıkmaya başladı.
“ABD’nin hedefi Suriye’deki Itak’ta ve son olarak Kudüs’te yedikleri tokadın acısını İran üzerinden çıkartmaktır.”
Haçlı zihniyetinin asıl hedefinin Türkiye'yi "parçalara bölüp", kendi aralarında paylaşmak olduğunu artık bilmeyen yoktur. Baksanıza artık DEAŞ diye örgütten bahsediliyor mu!?. Çünkü; Türkiye'nin Suriye ve Kuzey Irak'taki adımları bütün planlarını alt üst etti. Bundan sonrası için onların hedefleri yeni oyunlar ve yeni yeni planlar olacak.
Mesela Kudüs olayı 2017'nin en çarpıcı detaydır Türkiye için, Dünya için. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı girişimlerle bütün Dünya, ABD'nin karşısına dikilmiştir. Bu bir İslam zaferi olarak da sayılabilir. Ancak bunların duracağı yok. Yeni hedeflerinde Iran var... Iran'da günlerdir düzenlenen işsizlik ve yolsuzluk protestoları, 2017'nin son günlerinde dünya gündeminin ilk sırasına oturdu.
"İran karşıtlığını" dış politikasının merkezine oturtan Amerikan yönetiminden de peş peşe açıklamalar geldi. Barack Obama'nın irarfla yaptığı tarihi nükleer anlaşmayı "rafa kaldırma" isteğini gizlemeyen ve "Iran düşmanlığını" dış politikasının merkezine oturtan ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetiminden peşpeşe açıklamalar gelmesi bu gösterilerin "nerden destekli" olduğunu da gün gibi ortaya çıkarmıştır..
Açıklamalarına bakıldığında Iran halkı için özgürlük istiyorlar, tıpkı İrak'taki gibi (!), tıpkı Libya'daki gibi (!)... Ancak asıl hedefleri ne İran halkının özgürlüğüdür, ne de refahıdır. Onların hedefi Türkiye'de, Suriye'de, Irak'ta ve son olarak Kudüs'te yapamadıklarını İran üzerinden gerçekleştirmektir. O yüzden Müslüman her yerde uyanık olmalı ve "bu oyunu bozmalıdır..." (TEKRAR)
GÜNÜN SÖZÜ
Bir devleti kurmak için bin sene ister, yıkmak için ise bir saat kafidir. Lord Byron