Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan’ın davetlisi olarak hafta sonunda İstanbul’daydık.
Kayseri’den bir grup gazeteci ile katıldığımız toplantıya Türkiye’nin dört bir tarafından meslektaşlarımız vardı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ebubekir Şahin başta olmak üzere bir çok ulusal medyanın ünlü isimi vardı.
Çalıştay yaklaşık 5 saat sürdü.
Özellikle yerel medyanın sorunları üzerinde duruldu.
Ancak bu sorunun sadece “yerele özgü” olarak konuşulması doğru değil.
Neresinden bakarsanız bakın, dijital ağların müdahil olmadığı hiçbir alanın kalmadığını görürüsünüz.
Yeni iletişim teknolojileri özellikle 90’lı yılların sonunda kişisel bilgisayarların da gelişmesiyle gözle görülür bir şekilde şekillenmeye ve hayatı biçimlendirmeye başlamıştır.
Bu süreç elbette her şeyi hızlandırmış, değişimi ve dönüşümü beraberinde getirmiş, dahası “zorunlu” kılmıştır.
Yazılı basını olabildiğince gerilere atan hatta “rafa kaldırma” noktasına getiren, televizyon izleme ve radyo dinleme alışkanlıklarını değiştiren dijitalleşme, internet siteleri ve sosyal medya araçları ile iletişimi hızlı bir o kadar da kolay hale getirmiştir.
İletişimde yeni bir yaşam alanı açılmış, “ezberler iyiden iyiye bozulmuş”, dünya bu yeni mecraların hakim olduğu bir sürece evirilmiştir.
Dijital ortamların ve sosyal medya mecralarının ürünü olarak karşımıza çıkan kişisel kullanıcılar ise, aynı zamanda “yeni bir medya sektörü”nün ortaya çıkması anlamına da gelmektedir.
Kullanıcı kaynaklı bu yeni tür, geleneksel medyanın da doğal olarak durum değerlendirmesi yapmasına kapı aralamıştır.
Tüm bu olup bitenler hayatın akışına ivme kazandırıp “hızlı bir döngüye” neden olurken, anlık paylaşımlar ve çoklu etkileşim, dijital mecraları, sosyal medyayı ön plana çıkarmaktadır.
Sonuç olarak; her geçen gün farklı bir yola evrilen dijital medyanın “devlet eliyle” yeniden düzenlenmesi kaçınılmaz bir hal almıştır.
Her eline kamera alanın “gazetecilik” yapmaması gerekiyor.
Buna kriterler getirilmeli.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı’nın da “Dijital Medya Çalıştayı”na el atıp, önemsemesi medya açısından çok önemli.
Ancak sadece çalıştayda kalmaması herkesin en büyük dileği.
Yoksa “havanda su dövmekten” öteye gidemeyiz.
Herkes yine bildiğini yapacak ve dijital dediğimiz “sorumsuz derya” kimilerini yutacak, kimilerini de hiç haketmediği yerlere taşıyacak.