Metin Kösedağ

İncesu OSB'de güzel bir hikaye...

Metin Kösedağ

HER canlı gibi insanoğlunun da yorulduğu zamanlar oluyor.
Hele de insanlarla uğraşıyorsanız yorulmamanız için bir neden yoktur.
 
Şunu sormak lazım aslında,
Dünya mı insana ait, insan mı dünyaya?
Ne fark eder, ne fark var?
Çok önemli bir fark var…
 
Eğer, insan kendisini dünyaya ait görürse, dünyaya hâkim olmaya çalışmıyor…
Tabiatla savaşmıyor, dünyayı tabii halinde bırakıyor.
Tabiat kanunlarına, yerkürenin kurallarına uyuyor…
Dünya ile uyum halinde yaşıyor.
 
Yok, dünyayı kendine ait görürse, o vakit, dünyaya hâkim olmaya çalışıyor.
Tabiatı kendine uydurmaya çalışıyor.
 
Yerkürenin engebeleri ve engelleriyle, yağmuruyla, soğuğuyla, sıcağıyla savaşıyor.
Tabiatı, yenilmesi gereken bir düşman olarak görüyor.
Tabiatı fethetmeye çalışan bir “fatih” rolüne soyunuyor.
 
Öyle ki her şeye sahip çıkmaya çalışıyoruz.
İnsanoğlu öyle ki hiç bir zaman gözü doymuyor.
Bir buluyorsa, ikincisini istiyor.
 
Daha iyisini, en iyisini, daha lüksünü almak için bir birleriyle yarışıyor.
Hiç bir zaman gözü doymuyor.
 
Hayati boyunca da istemekten, “istiflemekten” geri durmuyor.
Ne zaman ki son nefesini veriyor, işte o zaman bir “avuç toprak” gözünü doyurmuş oluyor.
 
****
 
Yukarda yazdıklarımın tersini yapanlar da yok değil. 
 
"Bulduklarını paylaşan, paylaştıkça da büyüyenler var bu memlekette..."
 
Geçen hafta içinde İncesu OSB’deki (adı bende saklı) bir firma sahibine misafir olduk.
 
Kendilerinden izin almadığım için adlarını burada açık yazmayı uygun bulmadım.
Ama; yaptıkları ve bundan sonra yapacakları işlerle adlarından çok sıkça bahsettirecekleri kesin.
 
Türkiye’nin sayılı fabrikalarından birine sahipler.
Öyle ki; hayırseverlikleri de cabası.
 
Kısa sohbette samimi bir şekilde geçmişten günümüze gelen serüvenlerini anlattılar.
 
Ben dinlerken gerçekten duygulandım.
 
Öyle ki babalarının kendilerini okutmak için “duvar ustalığı” yaptığı dönemlerden binlerce kişiye iş imkanı sağlayan günlere kadar gelen başarı öyküsünü herkes örnek almalıdır.
 
Kardeşlerin birbirlerine samimiyeti, “abim olmazsa biz bir hiçiz”, abinin kardeşlere aynı gözle bakması taktire şayan bir birliktelik olarak karşımıza çıktı.
Bu firma sahiplerini uzaktan tanıyordum ama; yakından tanıma şerefine nail olduğum için de çok mutluyum.
 
Allah bahtlarını açık etsin.
 
Allah birlikteliklerini daim kılsın.
 
Anadolu insanını birlikte kılan işte bu gerçek hikayelerdir.
 
Bize düşen ise bu hikaye sahiplerini koruyup, kollamaktır.
 
GÜNÜN SÖZÜ
 
Sofradan doymadan kalkınız... Hz. Muhammed (sav)

Yazarın Diğer Yazıları