KAYSERİ çok büyüdü, çok gelişti. 72 milleti barındıran tam “kozmopolit” bir metropol oldu.
Dolayısıyla da sorunları da çoğaldı. 1.5 milyonluk bir şehirde “huzuru” sağlamak
elbette zor.
Ama; şükür ki Kayseri’de böyle bir sorun yok.
Bir çok büyükşehire göre “huzur kenti”dir Kayserimiz.
Bu anlamda da bizler şanslıyız.
***
Kötü davranış ve alışkanlıklar hem bireye zarar verir hem toplum düzenini
bozar.
Bu davranışlar huzuru bozar, insanları mutsuz eder
Sonuçlarında bu şekilde neticeler doğurdukları için kötü alışkanlıklar olarak değerlendirilirler.
Madde bağımlılığı, sigara ve alkol kullanımı, ve artık sosyal medya bağımlılığı da
bireye zarar veren fiiller ve alışkanlıklardır.
Bunlar sağlığı bozar.
Sağlığı hem madden hem manen bozar.
Madde bağımlısı insanlar bu gibi ürünleri kullanmakla ömürlerini kısaltmaktadır.
Çünkü; bunlar vücudun bütün uzuvlarına zarar vermektedir.
Dolayısıyla neticesi ölümdür.
Sigara ve alkol de insanı kanser yapacak potansiyelde kötü alışkanlıklardır.
Günümüzün moda bağımlılığı internet ve sosyal medya bağımlılığı ise insanları asıl sosyal hayattan koparmakta ve yalnızlaştırmaktadır.
Bunun sonucu da ruhi bunalımlara gider.
Netice olarak da psikolojisi bozuk bireyler toplumda çoğalır.
Hırsızlık, yalan söylemek, iftira atmak gibi diğer kötü alışkanlıklarsa bireyi toplum nazarında mahçup duruma düşürür.
Suçlu, kötü huylu, kaçınılacak ve çekinilecek insan diye kişi toplumda yaftalanır. Yani üzerinde böyle bir damga oluşur.
Sonrasında ne olur, tabii sonrasında da çevredekilerin o kişiye güveni kalmaz. Ve yalnızlaşır.
Kavgalar artar, adam öldürmeler artar, şiddet had safhaya ulaşır.
Adeta insanlar “insan olma” özelliklerini kaybedip canavarlaşırlar.
Toplumda iletişim kopuklukları, kazaları da artar.
Çünkü; iletişimde karşılıklı güven ile mesaj alıcı ile verici arasında aktarılır.
Güven ortamı yoksa nasıl iletişim kurulacak.
Durum böyle sonuçlanır.
Bütün bunlar çok korkunç ama gerçekliği olan çıkarımlardır.
“Güzel ahlaklı” olma yönünde bütün bunları göze alarak hareket etmek gerekir.
Ancak bu şekilde insanlar iradeleriyle mücadele ederek doğru ve güzel olanı sever ve seçerler.
Bu yüzden güzel ahlaka talip olmak gerekir.
Herkes “güzel ahlaka” sahip olabilir mi; elbette olur, yeterki ruhumuzu yanlış yerlere emanet etmeyelim... (TEKRAR)