1 MİLYON 300 BİN kişilik bir aileyiz.
Yaramazı, arsızı, endamlısı, şakşakcısı, meraklısı yani ne ararsanız var kentimizde.
Kayseri’nin adı büyük ama, kendisi küçük bir şehir aslında.
Her köşe başında bir tanıdığınıza rastalayabilirsiniz.
Herkesle selamlaşarak “ha bunu şuradan tanıyorum” diye homurdanabilirsiniz.
Bu güzelim Kayseri’mizde günlük yayımlanan 14 gazetemiz var.
Bir ara bu sayı 22’yi bulmuştu.
Aynı zamanda bir o kadar da radyomuz mevcut.
Üçü uyduda olmak üzere toplamda 7 televizyonumuz var.
Okuma, izleme, dinleme oranlarına baktığımızda pek de iyi sayılmayız.
90’lı yallarda gazetelerin tirajları bir hayli yüksekti.
4 bin 5 bini hatırlıyorum.
Radyoların özelleştirildiği o dönemlerde inanılmaz dinleyici kitlesi oluşurdu.
Aynı ilgi tv kanallarına da vardı.
Şimdilerde internetin olduğu her yerde gazete, radyo ve tv’ler var.
Dahası elinde akıllı bir telefonu olan herkes gazetecilik yapma olanağına sahip.
Anında yaşanan bir olayı canlı verebiliyor, haberleştirip, sosyal alanda kamuoyuna aktarabiliyor.
Böyle olunca da akl-ı selim ve işini dürüst bir şekilde yapan basın mensubunun kıymeti daha da iyi anlaşılır hale geliyor.
Çünkü; yapılan haberin, çekilen görüntünün nerede ve nasıl kullanılacağını bir çoğumuz bilmiyoruz.
Bilişim suçlarının ne olduğunu dahi bilemiyoruz.
Böyle olunca klaviye başında “ahkam” kesmekten öteye gidemiyoruz.
Dikkat edin son yıllarda suç patlamasının en büyük nedenlerinden biri de sosyal paylaşım hesaplarıdır.
"...Çocuklarımıza sahip çıkalım. Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde ne yaptıklarını takip altına alalım..."
Hiç tanımadığınız birine çok kolayca ulaşabiliyor ve onunla konuşma imkanına sahip olabiliyorsunuz.
Böyle olunca da bazen bu tür konuşmalar, tanışmalar kötü sonuçları da beraberinde getirebiliyor.
Örneğin öyle bir hale geldik ki hiç tanımadığımız birine anında küfürler saydırabiliyoruz.
Nedir, niçindir, nasıldır sorgusunu yapmadan bir anda kaptırı veriyoruz kendimizi.
Bu yüzden de sosyal paylaşım sitelerini sorumsuzca kullandığımız sürece her gün yeni yeni olaylarla göz göze gelebiliriz.
Özellikle anne ve babalara bu konuda önemli görevler düşüyor.
Çocuklarını bu anlamda çok iyi bir eğitimden geçirmeleri gerekiyor.
Her anlamda olduğu gibi, çocuklarının takipçileri olmaları ve yeri geldiğinde kiminle oturup, kiminle kaltıklarına kadar sorgulamaları gerekiyor.
Zaman giderek kötüye gidiyor, geleceğimiz olan çocuklarımızı gözümüzün önünden ayırmamalıyız.
GÜNÜN SÖZÜ
Aynı tüyden olan kuşlar birlikte uçarlar.. Anonim