Metin Kösedağ

Büyük soru: Pandemiyi ne kadar ciddiye alıyoruz, denetimler ne kadar caydırıcı?

Metin Kösedağ

ÜLKEMİZ aylardır pandemi illeti ile uğraşıyor. Bir ara baya bir mesafe katedilmişti.
Ölüm oranları azalmış, vaka sayısı da dörtlü hanelerden üçlü hanelere kadar düşmüştü.
Hepimiz de bu duruma baya bir sevinmiştik.
Ama ne yazık ki özellikle Kurban Bayramı öncesinde başlayan “keşmekeşlik” sonrasında tavan yaptı.
Kayseri’nin de aralarında bulunduğu “riskli” iller Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından her defasında dile getirildi.
Uyarılar ardı ardına sıralanmış, her köşe başlarına görevliler (polisler) yerleştirilmiş özellikle maske kontrolleri yapılmıştı.
Bu kontroller artık ritüne döndü ve giderek de sıklaştırıldı.
Keşke bunların hiçbirine gerek kalmasaydı.
Ancak biz vatandaş olarak ne yazık ki tam manasıyla “görevimizi” yerine getiremedik.
* En ufak fırsatta pikniğe koştuk. 
* Çarşı ve pazarları boş bırakmadık..
* Kalabalık ortamlara akın ettik.
* Hastaneleri tıklım tıklım doldurduk.
* Alış-veriş merkezlerini es geçemedik.
Sonuç; vaka sayısı arttı ve yüzlerce ev karantinaya alındı.
Öyle ki; buna rağmen “eskiden de rahat” bir sosyal hayata döndük.
Devlet baktı ki vatandaşa kalsa, birşeyin düzeleceği yok.
Kendisi topyekün sahaya inmek zorunda kaldı.
Şimdilerde Vali ve Belediye Başkanları her gün sahaya inerek denetimler yapıyor.
Dahası yasaklar var.
Mesela trafikte kontrol noktaları çoğaltıldı.
Taziyeler yasaklandı.
Düğünler sıkı kontrol altına alındı.
Asker uğurlamaları yasaklandı.
Dahası bir çok önlem var.
****
Hem de kendi elimizle bu hale getirdik.
Kimimiz “bana birşey olmaz” dedi. 
Kimimiz maskemizi ya çenemizin altına taktık, ya da kolumuza pazu bandı gibi “süs eşyası” yaptık..
Bundan sonrası için yine bir düzelme olmaz ise  son adım pandeminin ilk başlarındaki önlemlerin geri getirilmesi olacak.
Sonuç olarak; Kayseri, Gaziantep, Şanlıurfa gibi yoğun pandemi süreci geçiren iller arasında yer alıyor.
Umarım daha da kötü olmaz.
Öyle ki; mahalle muhtarları bile artık çıkıp, “Bugün bilmem kaçıncı evi karantinaya aldık...” demeye başladı.
Sürecin daha da vahamete uğramaması adına bizler vatandaşlar olarak “sorumluluk sahibi” olmak zorundayız.
Kendimize acımıyorsak, yakınlarımıza acıyalım, onlara zarar vermemek adına daha duyarlı davranmalıyız.
 

Haddini bilmek!

SÖZLÜKLERDE ‘haddini bilmek’ bilgi seviyesinin ve gücünün ne ölçüde olduğunu bilip ona göre davranmak, kendisine uygun olanın veya yapabileceğinin ötesine geçmemek, ‘haddini bilmez’ ise bilgi seviyesinin gerektirdiği şekilde davranmayan, küstah olarak açıklanıyor.
 Türk ressam ve yazar, Malik Aksel, bir yazısında haddini bilmezi; “Aklı ersin ermesin her şeye karışır, büyükler yanında türlü pot kırar, haddini bilmez, budala, şaşkın bir adam” olarak tarif ediyor.
 Son zamanlarda neredeyse hemen her yerde karşımıza haddini bilmez insanlar çıkmakta.
 Bu haddini bilmezlerden kaçınmak, mümkün değil gibi.
 
Çünkü; toplum içinde o kadar çoğaldılar ki,hemen her gece tele- vizyonlarda, sosyal hayatta bir veya birkaç haddini bilmezle karşı karşıya kalmamız an meselesi. Bu sonuç eğitim sistemimizin yarattığı bir zaaf, çok uzun süredir eğitim adı altında öğretim yapmaya çalışıyoruz, bu nedenle neyi bilip neyi bilmediğinin farkında olmayan bir topluma dönüşüverdik.
Öyle ki konum itibari ile bir yerlere “zorlama” ile getirilen siyasetçisinden tutun da bilmem eğitimcisine kadar hemen hepsi “haddini aşma” konusunda pek de cömert davranırlar.
Öyle ki; onu oralara getiren “bilgi birikimi” değil, “tutmalığıdır”.
Bunun farkında olsa zatten “haddinden öteye” bir yol alacak dermanı bulamaz. 
Yanılıyor muyum?!
 

Berna Başkan’ın fendi, erkekleri...

FİZİKSEL sporlar haricindeki bütün spor dallarının kadınlar tarafından da yapılabileceğini düşünüyorum. En önemlisi de kadınların özellikle spor dallarında yönetici olarak görev almaları, o işin ciddiyetini ve saygınlığını arttıracaktır. Mesela; Kayserispor Kulübü Başkanı Berna Gözbaşı, geçen sezon Süper Lig’de mücadele eden takımların başkanları arasında “en güvenilir isim” seçildi. Hemde açık ara. Öncelikle kendisini tebrik ediyorum. O kadar tecrübeli başkanın içinde açık ara ilk sırada yer almak öyle kolay bir iş değil.
Bu da gösteriyor ki; kadın daha ciddidir, daha sadıktır, daha sözünün er’idir. Sanırım Berna başkan da bu yüzden “en güvenilir başkan” seçildi.

Yazarın Diğer Yazıları