YENİDEN bir hafta başındayız.
Bugün 11 ayın sultanı Ramazan’ın üçüncü gününü idrak ediyoruz.Herkes kabuğuna çekilmiş, biraz daha ağır aksak, biraz daha sakin, biraz daha huşu içinde.
Biraz daha saygılı, biraz daha sevecen, biraz daha hayattan tat almaya çalışıyor.
Ramazan’ın bereketi, insanları olduğunca daha yumuşatıyor.Elbette yolda, belde, trafikte, işte güçte daha dikkat etmek zorundayız.Oruç tutanlara saygı gösterdiğimiz kadar, tutmayanlara, tutamayanlara da aynı saygıyı göstermek zorundayız.
***
İslam dünyasının üzerine çökmüş olan zilletin sebebini kendi içimizde aramalıyız.
İslam Dünyası barış ve huzura hasret! Her tarafta kangözyaşı, acı-elem, yokluk perişanlık. Bir ekmeğe muhtaç insanların tepesine, ha bire bombalar yağdırılıyor. Korkunç bir zulüm devam ediyor…
Ramazan ayı rahmet, bereket, barış ve huzur iklimidir. Bu mübarek ayın kıymetini bilen Müslümanlar, uhrevi saadetleri için hem bol bol ibadet eder, hem de yardıma muhtaç kardeşlerine yardım eli uzatır. Bereketli iftar sofralarında, fakir fukara, garip gurabayı ağırlar, ihtiyaç sahibi kimselere; zekât, sadaka-i fıtr ve her türlü hayır hasenatla destek olur, derdine derman olur…
Şükürler olsun, günümüzde yurt içinde ve yurt dışında bu yardımların yapıldığını görmek, büyük sevinç kaynağı. Gerek hayırsever kişiler, gerek sivil toplum kuruluşları, gerek devletin bizatihi kendisi, ihtiyaç sahibi ve çeşitli sebeplerle zor duruma düşmüş insanlara büyük bir sorumlulukla yaklaşıyor, onların sıkıntılarını gidermek için çalışıyor. Ne yazık ki dünyada “gelir dağılımı” adaleti diye bir şey yok!..
Fakirler, çok fakirler, açlık sınırının dahi altında hayata tutunmaya çalışan yüz milyonlarca insan var. Bir de zenginler, aşırı zenginler; öyle ki parayı nereye harcayacağını bilmeyenler var. Bunların büyük çoğunluğu büyük bir israf ve savurganlık içinde debeleniyor. Ne yazık ki, İslam dünyasında da buna benzer sefahat ve debdebe içinde yüzenler var!..Oysa bunlar doğru dürüst şekilde zekâtlarını verse, belki de İslam dünyasında hiç fakir kalmayacak. En azından bugünkü kadar perişan ve çaresiz insanların sayısı asgariye iner. Ama nerde…
Lüks yatlarda aslan, kaplan besleyecek kadar zıvanadan çıkanlara bir bakın. Bir de Arakan, Bangladeş, Nijer, Somali, Sudan, Suriye ve Filistin’deki Müslümanların içler acısı hâline bakın. İslam Dünyasının üzerine çökmüş olan zilletin sebebini başka yerde aramaya ne hacet. Özetle; İslâmiyeti doğru dürüst yaşamadığımız için, bütün bu musibetlere düçar oluyoruz…
Bugünden tezi yok, her müslüman birey olarak biraz daha adaletli, biraz daha “İslami yaşam”a dönüş yapmak zorundayız. Aksi taktirde bugün başkasına, yarın bize döner.
GÜNÜN SÖZÜ
Nefistir seni yolda koyan, yolda kalır nefse uyan... Yunus Emre