BAŞTAN beri “dost görünmlü” düşmanlarımız aleyhimize çalışmıştır.
“Müttefik” dediğimiz ancak hiç bir zaman bizimle hareket etmeyen Amerika Birleşik Devletleri’nin son hareketine fazla şaşırmadım.
Amaçları belli...
Türkiye’nin hareket alanını daraltmak, Kuzey Irak’ta istedikleri gibi at koşturmak ve en önemlisi oradaki petrolde tek söz sahibi olmak.
Onların oradaki insanları düşündüğü yok, varsa yoksa kendi çıkarlarıdır.
Bu durum yeni ortaya çıkmadı.
Yüz yıllardır aynı senaryoları uyguluyorlar.
Dahası şaşırmamak lazım.
İngiliz, ABD ve AB oyunu hiç bitmedi, bitmez de.
Bu emperyalist güçlerin asıl hedefleri Suriye ve Kuzey Irak’taki hesaplarına Türkiye’yi dahil etmemek.
Elbette Türkiye buna izin vermeyecektir.
Vermemeli de...
Gücü nisbetinde özellikle Kuzey Irak’ta varlığını hissettirmeli.
Bu askeri anlamda da olabilir, siyasi anlamda da olmalı...
Bugün Türkiye, Dünya’nın sayılı güçlü orduları arasında yer almaktadır.
Ama; ne yazık ki içimizdeki hainlerin çokluğu dışardaki düşmanlarımızı umutlandırıyor.
Örneğin; 15 Temmuz ihanetinde askeri kalkışmanın Ordumuz üzerindeki yarattığı tıravma hala devam ediyor.
Her ne kadar gücümüzden bir şey kaybetmemiş olsak da dışardaki düşmanlarımızın pek de öyle düşünmediğini görüyoruz.
Müttefikimiz (!) ABD’nin Kuzey Irak’taki son hareketi ve PYD ile ortak hareket etmesi kabul edilir bir durum değil.
Elbette bu durum sürpriz olarak değerlendirilmemeli.
Çünkü; Türkiye’nin başına kim belaysa onlarla birlikte hareket etmek onlar için en mantıklı olanı.
Bakın Avrupa Birliği ülkelerine...
ABD’den farklı düşünmüyorlar.
Her alanda Türkiye’nin önüne taş koymaya başladılar.
Geçmişte gizli gizli yaptıklarını bugün artık çok açık ve net bir şekilde uygulamaya koyuyorlar.
ABD askerlerinin terörist cenazesinde boy göstermesi ve beraber nöbet tutması da apaçık Türkiye düşmanlığının bir göstergesidir.
Buna Türkiye olarak en yüksek perdeden tepki koymak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” demesi çok önemli.
Doğrusu da budur.
Millet olarak hükümetin, devletin yanında olmalıyız.
Cumhurbaşkanı’nın söylediği gibi, “bizler endişe ile yaşayacağımıza onlar korku ile yaşasın...”
Sonuç olarak; Türkiye, Kuzey Irak’taki varlığını asla kaybetmemeli, aksine bundan sonra daha da güçlendirmelidir.
GÜNÜN SÖZÜ
Temiz elleri olan insanların da kirli düşünceleri vardır. S.LEC