AKIL hastanesinin yatakhanesinde, aklından zoru olan biri, kendini elleriyle ayaklarından tavana bağlamış, duruyormuş.
Hastanenin başhekimi, koğuşları denetlerken; kendini elleriyle ayaklarından tavana bağlamış olan deliyi görmüş ve “güllabici”ye sormuş;
– Bu da ne yapıyor orada öyle?
– Kendini bir elektrik ampulü sanıyor. Başhekim hemen emir vermiş;
– Onun orada öyle kalması çok tehlikeli, hemen indirin onu oradan.
-Evet ben de istiyorum ya sonra hepten karanlıkta kalırsak diye korkuyorum.
***
Öyle süreç ki şaşırıp kalıyoruz;
Akıllılar mı azaldı, deliler mi çoğaldı?
Gerçi akıllılar ve deliler öylesine birbirine karıştı ki, kim akıllı, kim deli seçemiyoruz.
Bir bakıyorsunuz, deli bildiklerimiz, öylesine laflar ediyor ve işler yapıyor ki akıllılar bile hayretten parmak ısırıyor.
Tersine gidersek, akıllı bildiklerimiz öylesine söylemler telaffuz ediyor ve işler yapıyor ki deliler bile şaşıp kalıyor.
Deliler, kimi zaman ve kimi koşullarda akıllılardan daha akıllıdırlar.
Çocukluk günlerimizde, akıl fukaralarını ayağa kaldıran bir tekerlemeyi sıkça yineler dururduk; Deli deli tepeli, kulakları küpeli! Yaygın bir inanış vardır; bir kişiye 40 gün “deli” denilse “deli” olurmuş.
***
Bunları neden saydım.
Dünya üzerinde, ülke yönetimlerinde böylesine delileri (!) sıkça görebiliyoruz.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılma sürecinde Mihail Gorbaçov başaktör olarak sahne almıştı.
"Bir akıllı Sovyetler'i dağıttı, bir deli ABD'yi neden dağıtmasın"
O günden sonra Sovyetler Birliği dağılmış, küçük küçük ülkelere bölünmüştü. Amerika ile birlikte Dünya’nın en büyük ikinci süper gücü olarak etrafına korku salıyordu.
Herkes Gorbaçov’un “akıllı” olduğunu söylerdi.
Hareketleri, yaptırımları, konuşmaları da bunu gösteriyordu.
Yani; deyim yerindeyse bir akıllı çıktı.
Sovyetleri dağıttı. Şimdi bir deli neden Amerika Birleşik Devletleri’ni dağıtmasın.
Böyle giderse yakındır.
Donald Trump, Amerika Birleşik Devletleri’nin
Obama’dan sonraki Başkanı. Yıllardan beridir hal ve hareketleri ile dikkat çeker.
Kimi zaman karşındakine yumruk attı, kimi zaman Papa’nın elini okşadı. Yani yaptıklarını “bir akıllı”nın yapabileceği işler değil.
Ve bu adam şimdi Dünya’yı yönetiyor.
Katar’la karıştırmaya başladı, bakalım sırada neresi var?!.
Sonuç olarak; akıllı deliler öyle zamanlar geliyor ki sadece kendilerine değil, en büyük zorarı etrafına vermeye başlıyorlar.
ABD lideri Donald Trump gibi, Kuzey Kore Lideri Kim Jong-Un gibi ve yanı başımızdaki Esad gibi..
Allah topunu islah etsin. (TEKRAR)
GÜNÜN SÖZÜ
Köpeğe gem vurma, kendini at sanır. Cenap Şahabettin