VE beklenen Bayram da gelip, geçti.
Herkes yeniden yön bulacağı meşakatli yoluna girdi.
Elbette dini bayramların önemi çok büyük.
Her ne kadar küskünler barışır dense de pek eskisi gibi aldırış eden yok buna.
Küsen küstüğü ile kalıyor, kırılan kırıldığı ile.
Yani herkes “bayram gelmiş neyime” edasında.
O yüzden yozlaşan toplumun son emarelerini yaşıyoruz.
Bir de İslam coğrafyasındaki zulümün olduğu yerde “Bayram’ı Bayram gibi yaşamak” çok zor.
Allah yardımcımız olsun.
*****
Arakan..
Bir çoğumuz Arakan’ın nerede olduğunu dahi bilemiyorduk.
Taa ki Budistlerin Müslümanları katlettiği görüntülerin elden ele dolaşmasına kadar.
Arakan’ı biraz araştırma fırsatım oldu.
Bakın Arakan kimler için neden bu kadar önemli; Myanmar, resmî adıyla Myanmar Birliği Cumhuriyeti ve ayrıca bilinen adlarıyla Burma ya da Birmanya, Güneydoğu Asya’da, Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Hindistan, Bangladeş, Çin, Laos ve Tayland arasında yer alan devlet. ‘Altın Ülke’ ismiyle de bilinir.
2016’da yapılan nüfus sayımına binaen ülkede 50 küsur milyon insan yaşıyor. 676.552 kilometrekare büyüklüğünde. Burman veya Bamarlar ülkenin en kalabalık etnik topluluğu.
950 sene önce Kral Ana-Wrahta Myanmar bölgesinde yaşayan farklı toplulukları yönetimi altında birleştirmeyi başarır. Başkent Pagan merkezli bir Krallık inşa eder. Hindistan’dan ithal edilen Budizm, Krallığın resmi itikadı olur.
Hint-Çin kültürü, edebiyatı, itikadı ve siyasi gelişmelerin ülke üzerinde ciddi tesiri var.
Vietnam, Laos ve Kamboçya’yı hallaç pamuğuna dönüştüren Hollanda, İngiltere, Fransa, Japonya, ABD Emperyalist işgal ve talana karşı Burma’da da isyan hareketleri ivme kazanır. Sovyet Bolşevik İnkılabı, Hindistan Bağımsızlık Mücadelesi ve Çin Devriminin de ülkenin aydınları ve subayları üzerinde
ciddi etkileri olur.
Kısacası Arakan yıllardır kan akan bir bölge.
Emperyalistler burayı hiç boş bırakmamış.
Hep yeni yeni emmeler peşinde koşmuşlar.
Ama bu defa içten içe yangını körüklemeye çalışıyorlar. Ordaki halkı karşı karşıya getiriyorlar.
Ama bu defa akan kan sadece Müslümanların kanı.
Akıtanlar ise Budist dinsizler. Ve bütün dünya da bunları oturmuş yerinden izliyor.
Birleşmiş Miletler uyduruk bir iki açıklama ile geçiştirmeye çalışıyor.
Bu da gösteriyor ki ne Birleşmiş Milletler ne de başka bir topluluk için Müslümanların ezilmesi, katledilmesi kayda değer bir durum değildir.
O yüzden İslam devletleri artık bunu görmeli ve buna göre önlem almalı.
Bizler gerçeği görmediğimiz sürece İslam coğrafyası Coni’lerin kan akıttığı eğlence merkezlerinden farksız olmaya devam edecektir.
GÜNÜN SÖZÜ
Hayat bir nefestir, aldığın kadar...
Hayat bir kafestir, kaldığın kadar...
Hayat bir hevestir, daldığın kadar... Mevlana