Metin Kösedağ

Arık'a kim yanlış yaptırdı?

Metin Kösedağ

SİYASİLERİN bir çok danıştıkları (!) isimleri var etrafında.

Kimi bu işi paralı, kimisi gönüllü (!) yapıyor.

Ama bu danışmanlar her zaman o siyasilere doğruları gösteremeyebiliyorlar.

Yanlışlarına da mahal verebiliyorlar. Özellikle bu durum son günlerde epey su yüzüne çıkmaya başladı. Mesela CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık da bu “danışmanzede”lerden biri. Sorgulamadan, araştırmadan “mal bulmuş mağribi” gibi her konuya atlamaları ve danışmanlığını yaptıkları siyasiyi zor durumda bırakmaları affedilir bir durum değil.

 

Çetin Arık’ı kim böylesi bir ciddi konuda yanlış yaptırdı biz biliyoruz da Çetin Arık’ın da artık buna “dur” demesi gerekiyor. Çünkü, bir değil iki değil. Sürekli aynı durumları yaşıyor. Aynı hataların tekrarlanması pek “iyi niyet” olarak görülmesi de doğru değil. Sonuç olarak; siyasetçi siyaset yapacak. Danışman da danışmanlığını yaptığı siyasiye o zemini hazırlayacak. Siyasi önüne geleni kamuoyuna açıklayacak. Doğruyu, yanlışı da araştırıp, ona göre hareket edecek. Gözü kapalı “güvenmeyecek...” Güvenirse de işte böylesi durumlara da hazırlıklı olacak.

 

En kolay meslek: Siyaset

 

TÜRKİYE’de siyasetin ne denli kirli, ne denli bulaşık olduğunu anlatmamıza gerek yok her halde. Köyünde, evinde, bağında bahçesinde “bir baltaya sap” olamayanların da yeri siyaset olmuş günümüz Türkiyesinde...

 

Ülke, vatan, millet, bayrak telaşına (!) girip, her tarafta kartvizit dağıtmakla geçiriyor ömrünü bu büyük çaplı (!) siyaset adamları (!) Ne yazık ki böylelerinin işleri de hep rast gitmiştir. Bir yerlerde köşe kapmış, oraya “sülük” gibi yapışarak “siyaset ahalisinin içinde” son nefesine kadar söz (!) sahibi olmuştur. Geçmişten günümüze bu hep böyle olmuştur.

 

Siyaset, ülkemizin “en kolay mesleğidir.” Hemen hemen herkesin mutlaka bir dönem yaptığı da olmuştur. Hayatına siyaset bulaşmayan çok az insan vardır bu ülkede. Hep söyleriz siyaset kirlendi diye, oysa “yılların birikmiş kirlenmişliği” devam ediyor. Genç kuşaklar bilmezler geçmiş dönemlerde aslında siyaset çok daha kirli idi. O kadar ki siyaset yapmak büyük bir riskti, o kadar ki ucunda ölüm bile varsayımlardan biri idi.

 

Çünkü; Türkiye’de bir sağ parti bir de sol parti bir de merkez olduğunu iddia eden ve hep iktidar olan bir parti, diğer partiler pek dikkate alınmazdı. “Demokrasimizin gelişmesi” adına hiç bir gayret sarf edilmez bilakis iktidar olanlar “iktidarlarını idame ettirmek için her türlü antidemokratik uygulamaları yaparlardı.”

 

Özellikle iki binli yıllar öncesinde siyasetin kirliliği zirve yapmıştı. Neler neler yaşanmıştı. Günümüz siyaseti içinde “saf-temiz Anadolu insanının” iyi niyetini suistimal ederek bir yerlere gelmek için çaba içine giren adına siyasetçi dediğimiz şaklabanlar var…

Yazarın Diğer Yazıları