İnanın İstanbul takımlarını yönetenler futboldan soğutuyor insanı.
En ufak cezaya...
En ufak hataya...
En ufak eleştiriye...
En ufak puan kaybına...
En ufak.... En ufak....
İstediğimiz kadar çoğaltabiliriz...
Malumunuz Futbol Federasyonu, üç büyük dediğimiz kulüplerin oyuncağıdır.
Bu kulüpler Federasyon Başkanını seçer, yönetimini oluşturur, işlerine gelmedi mi de alaşağı ederler.
60 yıllık futbol tarihimizin en az 40 yılında bu böyle olmuştur.
Varsa yoksa Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın ve Beşiktaş'ın "borusu" ötmüştür Futbol Federasyonu'nda...
Fenerahçeli'ye göre Federasyon Galatasaray'ya hizmet ediyor.
Beşiktaş'a göre Federasyon hem Galatasaray'ın hem de Fenerbahçe'nin emrinde.
Galatasaray'a sorsanız Federasyonu'un gerçek adı "Fenerasyon"dur.
Aslında al birini vur ötekine.
Hepsinin amacı da aynıdır.
Federasyon benim emrimde olsun, benim dediğimi yapsın, bana zarar vermesin, sürekli beni kollasın.
Diğerlerinin canı cehenneme...
O diğerlerinin hakkını hukukunu kollayıp, koruyacak bir kurum var mı, tartışılır.
Yani futbolumuz aslında "iki buçuğa" bölünmüş durumda.
Birincisi 3 İstanbul takımının başını çektiği grup, ikincisi Anadolu takımları,buçuk ise Trabzonspor'dur.
Ama ne yazık ki çoğunluk olarak karşımıza çıkan Anadolu kulüpleri "buçuk" olan Trabzonspor kadar dahi söz sahibi olamamaktadır Federasyon'da.
Buna kanıt olarak de her hafta verilen demeçler, Federasyon'a yapılan çıkarmaları gösterebiliriz.
Biraz canı yanan soluğu Federasyon'da alıp, dediğini yaptırıp, ertesi hafta mükâfatını fazlasıyla alabiliyor.
Ama bir de Anadolu takımlarına bakın...
Futbolcusu ceza almış, stadı kapatılmış, puanları gasp edilmiş kimin umurunda.
Formalite olarak yapılan itirazlar dahi sonuçsuz kalıyor.
Oysaki o İstanbul ekiplerinin böylesi durumlarda yaptıkları itirazlar hem yerini buluyor hem de olmadık cezalar kaldırılabiliyor.
En önemlisi maçlar dahi tekrarlanabiliyor.
Sonuç olarak; Futbol Federasyonu yıllar öncesinde özerk hale getirildi ama ne yazık ki "üç büyüğün oyuncağı" olmaktan kurtarılamadı.
