KAYSERİ milletvekillerinin “değerlendirme” toplantıları devam ediyor.
Daha önce MHP Milletvekili Mustafa Baki Ersoy, “iki yılık görev süresini” paylaşmıştı.
Özel nedenlerden dolayı o toplantıya katılamamıştım.
Ancak katılım sağlayan meslektaşlarımızdan durum değerlendirmesi almış, o gün haberleştirmemiz gereken noktaları sütunlarımıza taşımıştık.
Eğrisiyle doğrusuyla, Mustafa Baki Ersoy, ‘kendi şahsına münhasır’ bir isim.
Milletvekilliği öncesinde de sonrasında da ‘sıradışı hareket eden’ ve o an ne söylemesi gerekiyorsa her türlü koşula rağmen söyleyen bir isim.
Halk arasında da belki de şu anda en çok ismi konuşulan vekillerin başında.
Nerde nasıl davranacağını, ne söyleyeceğini de çok iyi seziyor.
Genç yaşına rağmen ‘kurt bir siyasetçi’ gibi kendisine ‘olumlu puan getirecek’ hamleleri yerinde ve zamanında yapıyor.
En önemlisi de kendisi ve çevresi ile barışık bir yapısı var.
Ancak Ersoy’a katılmadığım bazı noktalar var.
Mesela; bugün iktidara bakalım; hangi ittifaktan oluşuyor?
Tabi ki Cumhur İttifakından.
Bu ittifakta AK Parti ile MHP var.
Yani bir anlamda bu iki parti iktidar ve ülkeyi yöneten partiler.
Hal böyle olunca MHP’li bir vekilin çıkıp, sürekli hükümet yetkililerine ve ya bakanlara ‘soru önergesi’ vermesi ne derece doğru?
Normal şartlarda MHP’li bir vekilin soru önergesi vermesinde elbette şaşılacak bir taraf yok ama muhalefetin vekillerinin vermediği kadar soru önergesi iktidarın ortağı olan bir partinin vekili tarafından veriliyorsa insan durup düşünüyor.
Bana göre seçimlerde ülke yönetimine gelen hükümete ‘direkt etki eden’ bir partinin milletvekillerinin muhalefet vekilleri gibi davranmaya hakları yok.
MHP’nin Kayserili diğer vekili İsmail Özdemir’de de durum aynı. Gün geçmiyor ki, soru önergesiyle ilgili basın bültenleri tarafımıza servis edilmesin.
Bunları eleştiri yapmak için söylemiyorum ancak durumla ilgili tespitim bu yönde.
DURSUN ATAŞ’I DİNLERKEN…
YAKLAŞIK 40 dakika konuştu.
Kayseri’nin içinde bulunduğu sorunları anlattı.
“İnce detaylara” inmese de aslında bilinen sorunlara yüzeysel değindi.
Özellikle, pandemi süreciyle ilgili olarak; “Bunun üzerinde siyaset yapacak kadar alçak değilim.” demesi aslında niyetini gün yüzüne çıkarttı.
Kavgadan, çekişmeden uzak, ne yapılacaksa “topyekün yapalım” diyen bir Milletvekili Dursun Ataş.
Böyle olunca da diyecek bir şey kalmıyor.
Evet; 10 milletvekili olan bir Kayseri’nin hala otoyola kavuşamadığı, havaalanını bir türlü yapamadığı, hızlı treni sadece seyrettiği bir yerde iyi şeylerden bahsetmek elbette fazla iyimserlik olur.
Sonuç olarak; biri yarı iktidar, diğeri muhalefet milletvekili iki yılını değerlendirdiler.
Eğrisi ile doğrusu ile bir şeyler anlattılar. Var ki anlattılar..
Peki ya diğerleri!
Onların da anlatacak bir şeyleri vardır mutlaka.
Mesela; sayın Emrah Karayel’in de anlatması lazım. Yahut İsmail Tamer’in ‘sadece sağlık alanında değil(!)’ diğer konularda da Kayseri’ye neler yapmak istediğini çıkıp kamuoyu ile paylaşması lazım.
Hülya Nergis Atçı’nın, Çetin Arık’ın ve diğerlerinin iki yıldır Kayseri için şunu yaptık, bunu yapıyoruz demesi lazım.
Elbette lazım…
Bekliyoruz…