Zulüm, bir şeyi ait olduğu yerin dışında bir yere koymak, yani yaradılış düzenini bozmak, doğal dengeyi bozmaktır. 7/ Araf 44. 'Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun.' Yine 11/ Hud18. ' Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir.' 40/ Mümin (gafir) 52. 'O gün ahrette zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lanette onların üzerinedir ve kötü yurt cehennem de onlarındır.' 6/ ENAM 82. ' İnanıp da imanlarına herhangi bir zulüm ve haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte onlar güvendedirler ve onlar doğru yolda olanlardır.'
Hz. Peygamber’imizin şöyle dediği rivayet edilir. 'Haramla beslenen bir benlik cennete giremez.' ZEHEBİ. Başka bir rivayette ise şöyle gelir. 'Bedeni, yalan ve haramdan kaynaklanan gelirlerle beslenen kişiye en uygun karşılık yer cehennem ateşidir.' ( Hakim, 4/ 127.)
4/ Nisa 135. 'Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutun, kendiniz, ana, babanız ve akrabanız aleyhine de olsa, Allah için şahitlik edenler olunuz. '28/ Kasas59. ' Zaten biz ancak halkı zalim olan ve birbirine zulmeden halkı ve memleketleri helak etmişizdir.” Bir devletin imanı adalettir. Onun için Hz. Ömer adalet mülkün temelidir demiştir. Devletler küfürle değil zulümle yıkılır. Çünkü zulüm ateş, zalim ise, o ateşin kaynağı ve destekçisidir. 45/ Casiye 19. “ Doğrusu zalimler birbirinin dostlarıdır.' 6/ Enam 135 ; 12/ Yusuf 23 ; 28/ Kasas 37 ve 14/ İbrahim 13 gibi ayetlerde. 'Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar.” Yönetici olup da zalimlik yapan kişilere karşı çıkmayanları Hz. Peygamber “ Beni İsrail kavminde olduğu gibi, lanetleneceğini söylemiştir.” (Ebu Davut emr. Tirmizi) Şemail 69. Yine 'Şunu iyi bilin ki, Yahudi ve Hıristiyan din adamları iyiyi emretme, kötülükten sakındırma görevlerini terk edince Allah onları, Peygamberlerinin dillerinden lanetledi ve toplumun hepsine toptan belalar gönderdi.' (Tirmizi, Şemail,70.)
Bu ayetler ve hadisler bize şunu gösteriyor ki, her devir de zalim yöneticilere destek ve yardakçılık onlara karşı çıkmayan ve uyarma görevini yapmayan başta din görevlileri ve bütün millettir. Çünkü, zalimler zalim, ama, mazlumlar mazlumluk görevlerini yerine getirmiyorlar. Oylarıyla zalimleri destekleyerek, zalimlerin zulmüne destek oluyorlar.
Zulüm her seviyede işlenebilir. Ev halkından, iş hayatına ve ülke yönetimine kadar bir çok yerde yapılır. Ellerine geçirdikleri imkanlarla ve kuvvetlerle zulüm yaparlar. İslam dünyasının, zalim yöneticiler elinde bulunmasını kader haline getiren sebeplerden biride, Allahın ve Peygamberin yıktığı krallık düzenini, halkın tekrar ayakta tutması veya tutmak için kandırılması. Gerek dünya da, gerekse Türkiye de insanların büyük bir kısmı pasif zalimlik denen zulmün pençesinde bulunuyor. Hz. Peygamber’in şöyle dediği rivayet ediliyor. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.' Demiştir, hadisini hemen, hemen bilmeyen yoktur.Zulme ve zalime isyan yoksa, başkaldırı yoksa, iman ve emanetin hiç bir anlamı kalmaz. Eğer millet halk topluluk şirke düşmüş ise, zalime itaat etmeleri onlar için kaçınılmaz bir sonuçtur. Zalime itaat eden destekleyen, karşısında durmayıp, bana ne, zararı bana dokunur diyerek pasifleşmek, firavunlaşanları, o ve benzeri sistemleri ayakta tutmak ve desteklemek anlamındadır. Şunu unutmayalım ki, hiç bir firavun varilik sistem o toplumun desteği ve pasifleşmesi olmadan ayakta duramazlar. Zalimler, firavunlaşanlar, zulüm üretenler, mazlum zannettiğimiz halk topluluklarının haklarını arayamayıp, pasifleşmelerinden dolayı ayakta kalmaktadırlar. Eğer mazlum, gerçek mazlum olsa, hakkını arasa, zalime zulüm üretene isyan edip başkaldırsa, Allah onlara bir çıkış yolu gösterecektir ve zulüm edenler o millete uzun süreli zulüm edemeyeceklerdir. Ama bana ne, bana değmeyen yılan bin yaşasın, nemelazım diyerek pasifleşip, korkup, kenara çekilmek, öldürürler, hapse düşerim, çoluğum çocuğum ne yapar diyerek korkanların, iman ve ibadetleri o düşüncedeki insanlara bir fayda sağlamayacaktır