İnsanın Kainat Kitabını Okuması Gereklidir

İnsan dünyaya gelmeden evvel, insan için gerekli olan her şey, yoktan yaratıcı Allah tarafın- dan yaratılmış ve hazır olarak insanın önüne sunulmuştur. Hem de parasız bedava. Mesela çeşitli meyve ve sebzeler, çeşitli hayvanlar, etinden sütünden, yününden, derisinden veya içtiğimiz su, teneffüs ettiğimiz hava be benzerleri gibi. Kainat öyle bir yer ki, her yaratılmışın üzerinde yoktan var eden yaratan Allahın mührü vardır. O mührü görmek için insan lazım. Kainatlaboratuarında çalışacak olan insana gerek vardır. Ve kocaman kainatAllahın yazdığı bir kitaptır ve bu kitabı insandan başkası okuyamaz. 21/Enbiya 22 “Eğer yerde ve gökte Allahtan başka yaratıcı tanrılar bulunsaydı, yer ve gök, bunların nizamı kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki, Arşın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan uzak ve yücedir” Bu ayet alemin nizamını koyanın yalnız Allah olduğunu açıklıyor. Eğer birden fazla yaratıcı olsaydı veya tesadüfen yaratılma olsaydı birbiriye anlaşamazdı. Anlaşsa bile, biri diğerine muhtaç olurdu, yani benim dediğim olmayınca, diğerinin dediğine razı olup muhtaçlık olurdu. Muhtaç olanda yaratıcı ilah olamaz yada yardıma, başkasının dediğine razı olmazdı. O zaman da diğerlerinin varlığı gereksiz olurdu. İşte Allah birdir ve tek yaratıcı ve ölçü içinde nizam koyandır.  Enbiya 30 “İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? yine inanmazlar mı?” Tabiat ilimlerindeki gelişmeler bu ve benzeri ayetlerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Bazı ilim adamlarına göre uzaydaki cisimler, vaktiyle bir gaz kütlesi halindeymiş. Zamanla, bu gaz kütlesinden küreler halinde parçalar kopmuş ve uzay boşluğuna fırlamıştır. Aynı şekilde, dünyamızda bir gaz kütlesi olan güneşten kopmuş ve zaman içinde soğuyarak kabuk bağlamıştır. Dünyamızdan yükselen gazlar ve buharlar yoğunlaşarak yağmur şeklinde tekrar dünyaya dökülmüş ve böylece denizler ve okyanuslar meydana gelmiş. Su da yoğun- laşma ile başlayan canlılar, ilahi kanunlara göre gelişmiştir. Allah en mükemmel canlı türü olarak da yine içinde suyun bulunduğu özel bir çamurdan insanı yaratmıştır. Bunları bu hale getiren bir irade güç vardır, o da Allah’tır, yoksa bunlar kendiliğinden düşünüp, ben güneş, dünya, ay yıldız, bulut, yağmur ve benzerleri olacağım diyemezler. Milyarlarca seneden beri bu nizam Allahın koyduğu kanunlara uygun devam etmektedir. Hem de değişim ve sapma olmadan, Allahın kendilerine yüklediği nizam ve ölçü içinde. Enbiya 32 “Biz, gökyüzünü korunmuş bir tavan gibi yaptık. Onlar ise gökyüzünün ayetlerinden yüz çevirirler.” Dünyayı saran atmosfer ve onun ötesindeki gök cisimleri akıllara hayret verecek bir düzen, denge, ölçü ve nizam içinde Allah tarafından yapılmış ve yine Allah tarafından da korunmaktadır. Enbiya  33 “Allah, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedir.”  29/Ankebut 60  “Nice canlılar vardır ki, rızkını sırtında taşıyamaz, onlarında sizinde rızkınızı verecek olan Allah’tır. İşte Allah yarattıklarının isteklerini duyan ve onların her halini bilendir.” Darwinciler ve kendiliğinden oluşumcular şunu düşünememişler. Hani diyorlar ya, insan maymundan evrimleşerek olmuş, peki insanın yüzüyle, maymunun yüzü niçin aynı değil, insan vücudu dik yürür, fakat maymunlar dik değil yatık yürürler. Pek çok şeyi gözleri görüp, kalpleri inanmadığı için, bu gerçeği de görememişler ve sapıtmışlardır.