Milyonların aklı yok sayılıp kandırılınca ortalığı felaket kaplar, dinde imanda tarumar olur. Allah Kuranda susup pusmayı değil, konuşup düşünmeyi ibadet saymıştır. Çünkü susup pusanların hakim olduğu bir dünya zulmün hakim olduğu bir dünyaya dönüşür. Böylede olunca, imanın ve her şeyin kefili, vekili olan Allah yetersiz görülüp sayılır, Allahın yerine, yanında kefilciler, vekilciler oluşturulur. Kuranın ifadesiyle Allah dışlanır, yanında başka mabutlar, Mevlalar oluşturulup bulunur. Din adına, dinsizlik adına köşelere kurulmuş yol kesiciler oluşur. Vekil Allahın sıfatlarındandır. Allah Kuranda vekillik ve kefillik yetkisini, Resullerine bile vermemiştir. 3/Ali İmran 173 ‘…Allah bize yeter, Allah ne güzel vekildir.’ 6/Enam 102 ‘…Allah her şeye vekildir.’ 11/Hud 12 ‘…İyi bil ki, sen ancak bir uyarıcısın, Allah ise her şeye vekildir.’ Bu gemi yüzyıllardır uydurulan hurafelerle kurtarılır zannedildi. İnsanların akılları yok sayıldı, siz bilmezsiniz, sizin aklınız ermez, bize bağlanın biz size kefiliz, vekiliz, bize katılırsanız sizi biz kurtaracağız diye korkutup avutmaktadırlar. Halbuki, bu söyledikleri sıfatlar yalnız ve sadece Allaha aitken, Allahın bu yetkisini, insanları kandırarak kendilerine bağlıyorlar. 6/Enam 107 ‘Ey Resul biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların vekili değilsin.’ Aynı anlamda, 6/Enam 66, 10/Yunus 108, 39/Zümer 41 ayetler. Kaynakları tahrif edilmiş, İsrailiyat, Musevi ve Hıristiyan mitolojisi/kaynağı olan hurafe bir din anlayışı, insanları ahrette cennete değil cehenneme götüren görüştür. 42/Şura 6 ‘Allah tan başka evliya/dost edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.’ Resulümüzün hadisi de iyi anlaşılamamış, rivayete göre Resulümüz ‘Kızım fatıma, sakın ola ki, babam Muhammed Resul diye güvenme, seni ben Allahın elinden kurtaramam. Seni ancak, Allahın elinden doğru amellerin kurtarır.’ Bu ayetler ve hadis yok sayılarak ne yazıktır ki, insanların aklı bloke edilip kandırılıyorlar. Mesela deniyor ki, bir Cumhurbaşkanı, bir bakan, bir vali gibilere varmak, ulaşmak için, onların özel kalem veya sekreterlerinden izin veya randevu alacaksınız öyle varıp ulaşacaksınız diyorlar. Tamam, onlar gözle görünen elle dokunulan, öldürülebilen, sakat bırakılabilen varlıklardır. Yanına gelenlerin dertlerini, isteklerini tek, tek dinleyip not alan ve ona göre çözüm üreten idarecilerdir. Allah böyle bir varlık değildir, gözle görülemez. 6/Enam 103 ‘Gözler Allah’ı göremez, halbuki, Allah gözleri görür. Allah eşyayı pekiyi bilen, her şeyden haberdar olandır.’ 7/Araf 143 ‘Musa Tura gelip Rabbi Musa ile konuşunca, Rabbim, bana kendini göster, seni göreyim dedi. Rabbi, sen beni asla göremezsin…’ 42/Şura 51 ‘Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perdeli, görünmeden konuşur. Yahut bir elçi gönderip izniyle onlara istediğini vahiy eder. Allah yücedir her şeye hakimdir.’ Allah, aynı anda milyarlarca insanlarla ve yaratıklarla görüşür, duyar, dileklerine cevap verir. Allah, görülmediği için öldürülemez, sakat bırakılamaz, görülse de bu mümkün değildir. Allahın, Resulüne vekil, kefil değilsin emrine rağmen, Resul den de kendilerini haşa, üstün görüyorlar, Allahın bu yetkisini kendilerinde var olduğunu iddia ederek insanların aklını bloke ediyorlar. Bu görüş ve düşünceler, Allahın yetkisini kullanacaklarını söylemekle, kendilerini ilah yerine koyup kurtarıcı rolüne soyunmakla şirk ve ortak koşmuş olduklarını bile düşünemez bir varlığa dönüşürler.