6/Enam 66 “Kuran hak olduğu halde kavmim Kuranı yalanladı. De ki: Ben size vekil değilim.” Öyle bir düzen kurulmuş ki, Kurana inandığını söyleyen bazı insanlar, dini konu olduğu zaman, bana Kurandan ayetten bahsetme, atamızdan baba ve annemizden duyup öğrendiğimiz din yanlış mı? sen mi biliyorsun mezheplerimiz, imamlarımız, hocalarımız, tarikatlarımız bilmemiş mi onlar yanlış mı? Hadisler, ilmihaller yetmiyor mu? Deniliyor. Bizde eğer, yaptığımız doğru olsaydı, Allah tamam, devam edin yanlış değil derdi, demek ki bir yanlışlık var ki, Resul ve Kitap göndermiş yanlışlığımızı düzeltelim diyeceğimize Kuran da ki ayetleri görmez ve duymaz hale gelmiş ve getirilmişiz. Allahın dini sadece Kuranda eksiklik yok, eksiklik mi var da haşa, Hadisler, ilmihaller, tarikatlar, alimler tamamlasın. Evet onlar kültür olarak bilinmeli ve yararlanılmalıdır. Ne hadisler, ne ilmihaller, ne tarikatlar, ne de hocalar alimler dine ilave bir görüş koyamazlar, Allahın Kuranda tamamlayıp açıkladığı dini Kurandan ayetlerle anlatırlar. Bu gün anlatılan dinin emirleri Kurana uygun değil, mezheplerin, ilmihallerin, tarikatların, hocaların anlattıkları gayri İslami anlatımların bunların içine yazılıp konmasıyla oluşmuştur. Ama çoğu bunun farkında değil maalesef. Bakınız Luis Massigon’un şu itirafı kadar hiçbir söz bu felaketi açıklayamaz. Edward Said Oryantalizim sayfa 5-7 de ne diyor,”Onların Müslümanların her şeylerini tahrip ve tahrik ettik. Felsefeleri, dinleri mahvoldu, artık hiçbir doğru şeye inanmıyorlar, derin bir boşluğa düştüler. Anarşi ve intihar için olgun hale geldiler.” Başka bir misal verelim. Avusturyalı İngiliz Dr.Alais Sprenger ölümü 1893 sömürgeleştirdikleri Hindistan da Delhi’de kurulan İslami ilimler Fakültesi dekanlığına kadar yükselmiş ve yine İngiliz casus Lavrence, Alferd Guilavme, İngiliz Goldziher, Şeyh Ahmet Rıza el birelvi, Mırza Gulam, Ahmet Rıza Kadıyaniler 62/Cuma 5 “Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan merkebin/hımari durumu gibidir. Allahın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür. Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” Kendilerine gönderilen Kuranın kıymetini, okuyup anlamayan, anladığını da amele ve sevaba çeviremeyenlerin durumu bu ayetteki açıklanan kitap yüklü eşeklere/hımarin benzetilerek uyarılıyoruz. Uyarı devam ediyor, 22/Hac 51 ”Ayetlerimiz hakkında tesirsiz/devre dışı bırakmak için birbirlerini geri bırakırcasına yarışanlara gelince. İşte bunlar cehennemliklerdir.” Halbuki Kuranı bize tebliğ eden Resulümüz dinini Kurandan öğrenmiştir. 42/Şura 51 “İşte böylece sana da emrimizle Kuranı vahiy ettik, Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz kuranı kullarımızdan dileyeni doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin.”43/Zuhruf 44 “Doğrusu Kuran, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride/ahrette Kurandan sorumlu tutulacaksınız.” İmanı ve Kuranı anlayamayıp hazmedemeyenler şunu yapmış olurlar Kuranı ve İslam’ı hayatlarından kovarlar, kendilerini avutmuş ve başkalarının da avunup kaybetmelerine sebep olmuş olurlar. Hala ayak direyip atalar dinine sarılmanın bir getirisi olmaz. 2/Bakara 170 “Onlara insanlara/Müslümanlara Allahın indirdiğine Kurana uyun denildiği zaman Onlar hayır biz atalarımızdan, babalarımızdan görüp duyduğumuz yola/dine uyarız dereler, ya ataları doğruyu bulamamış iseler de mi? uyacaksınız.”