Soru: KUR’AN ’ın tek başına konuları açıklaması yeterlimidir? Cevap: Şu hiç unutulmamalıdır, KUR’AN ’ın bir konuyu açıklaması için, ne Hadis, ne siyer, ne de tefsir kitaplarına ihtiyaç vardır. Yeter ki, KUR’AN ’ın kendini aydınlatacak ve doğru yola götürecek kitap olduğunu anlayacak bir anlatış sahibi olması yeterlidir. Yemek, yemek için önce yiyeceğiniz yeri ve kapları temizler ve temiz tutarsınız.
Bu yapılmadan yemek yiyemezsiniz veya yeseniz de fayda yerine mikrop kaparsınız. Anlamak için okumadığınız KUR’AN size ne diye bilgi versin ki? Allah KUR’AN ı okunup anlaşılması için indirdim diyor, buna teslim olabiliyor muyuz? Buna inanmadan, Allah’a ve KUR’AN a teslim olup, anlamak için okumadan, kafamızı KUR’AN dışı bilgilerle doldurup, sonrada KUR’AN ’ı anlamayız veya anlamıyorum diyoruz. Şimdi inatlaşmaya ve Allah’la ayaklaşmaya bakın, Allah anlaşılır diyor, bir yerlerden duyduğunu sahiplenmiş, onlara teslim olmuş, Allah’ın dediğine tutunup sahiplenemiyor, sonrada bir gerekçe bulmak için KUR’AN anlaşılmaz veya KUR’AN her şeyi açıklamıyor diye çırpınıyor. 54/ Kamer 17, 22, 32, 40. “Ant olsun Biz, KUR’AN ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. O’ndan öğüt alan yok mu? 4/ Nisa 82. “Hala Kura üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi?” 38/ Sad 29. “Sana bu mübarek Kitabın ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.” Daha onlarca ayet sayabiliriz. KUR’AN ’ı anlamadan, sadece Arapçasını okuyup, ne dediğini bilmeden, ne yaptığını da bilmeden, sevap almak için okuyor. Sevabı nereden ve nasıl alacağını da bilemiyor. Kendi ana dilinden, anlayarak okuyacak, anladığını da KUR’AN ’a uygun hayatında yaşayacak, sevabı öyle alacak. Bunu yapmıyor, KUR’AN ı anlamak için kendi dili olan (Türkiye için Türkçe) okumuyor, hem KUR’AN yetersiz diyor, hem de anlamayız diye Allah’la ayaklaşıyor.
6/ Enam 38. “…Biz bu kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmadık.” 17/ İsra 41. “Doğrusu biz, onların akıllarını başlarına almaları için bu KUR’AN da her türlü şekillerde ortaya koyduk ki, öğüt almaları için…” 17 /İsra 89, 18/ Kehf 54, 30/ Rum 58, 39/ Zümer 27 gibi ayetler de Allah her şeyi açıkladım diyor, mazeret üretenler ise aksini söyleyip anlamayız ve her şey yok diyor. Kafalarınızı birilerine kıraya vermeyin, gerçekleri ana kaynağından siz kendiniz, kendi anladığınız dilden okuyun dediğimiz de ise bize kızıyorlar.
KUR’AN anlaşılarak okunduğunda görülecek ki, hurafelerden arınılmış bir din anlayışı ile buluşacak Müslüman’ım diyen insan. Elbette bir görüş, mezhep, kültür olarak, diğer kaynakları da okuyup yararlanabiliriz. Ancak, KUR’AN yetersiz, her şeyi açıklamamış, biz anlayamayız gibi sorumsuz bir anlayışa kapılmayalım ve KUR’AN başka kaynaklarla anlaşılır demeyelim. Ayetler KUR’AN da bu şekilde açıklanırken, ömrünü anlamadan KUR’AN okumakla geçirip, tek arzusu sevap almak olan Müslüman, Ayetlerde ki, Allah bu kitabı, okunup anlaşılsın ve anladıklarını da hayatlarında yaşayarak sevap alsınlar emrini unuttuğunun farkında değildir. KUR’AN ı üç beş kere okumakla hemen her konuyu anlayacağını zanneden, şunu unutmasın ki, biraz daha gayret edip, düşünerek, o konularla ilgili ayetleri birleştirerek anlamaya çalışırsa inanın çok konuyu anlayıp çözecektir inşallah. Arapça dili konuşan ve KUR’AN ’ı anlamadan okuyan Araplara bir bakalım ne anlıyorlar, Arap aleminin durumu ortada, onun için, kendi dilimizden, ancak anlayarak okumalıyız. Anlayarak, okuduğumuzda durum, değişecek ve inşallah anladıklarımızı da hayatımızda uygulayarak yaşarsak sevabı da o zaman olacaktır. Bu gün baktığımızda namaz kılan, oruç tutan, yani İslam’ın emirlerini yerine getirmeye çalışan bayağı insan var, fakat bu yapılan ibadetler ne kadar KUR’AN ’a uygun? 29/ Ankebut 45. “Sana vahiy edilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ın zikri ibadetlerin en büyüğüdür.” Maun suresi 4, 5. Ayetlere bakılabilir.