Allah, KUR’AN ’da kaderi şöyle açıklıyor. Allah’ın tüm varlık ve olaylar için koyduğu ölçüdür, her şey o ölçüye göredir. 54/ Kamer 49. “Biz her şeyi bir kadere ölçüye göre yaratmışızdır.” İmanın yeri kalptir, kalpte ne olduğunu Allah’tan başkası bilemeyeceği için, bir kimsenin mümin olduğuna, Allah’tan başkası onay veremez.
Allah, Peygamberine şöyle demiştir. 28/ Kasas 56. “Sen beğendiğin kişiyi doğru yolda sayamazsın, ama Allah, doğru yolu seçeni yola gelmiş sayar. Kimin doğru yolda olduğunu en iyi Allah bilir.” Yola gelme, kalpteki imanla olacağı için, Allah’ın elçisi hata edip bir münafığı mümin sayabilirdi.
Demek ki, kişi önce doğru yola gelir, sonra Allah onun yola gelmişliğini onaylar. 11/ Hud 45. “Nuh Rabbine dua edip dedi ki: Ey Rabbim şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vadin ise elbette haktır, Sen hakimler hakimisin.” 11/ Hud 46. “Allah buyurdu ki: Ey Nuh o asla senin ailenden değildir, çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme. Ben, sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.” 16/ Nahl 93. “Seçimi Allah yapsaydı sizi elbette tek bir topluluk haline getirirdi. Ama, Allah sapıklığı seçenin sapıklığını onaylar, hidayeti seçenin de hidayetini onaylar. Yaptıklarınızdan elbette sorumlu tutulacaksınız.”
Allah hiç kimseyi şer yola zorlayıp ta sonra onu cehenneme sokmaz. Mesela: Allah ile cehennemlik olmuşlar arasında geçecek şu konuşmayı bir düşünelim. Allah şöyle der, 23/ Müminun 105. “Ayetlerim size okunurken siz ayetlerimi yalanlıyordunuz değil mi? ” Nasıl cevap vermiş olurlar? Bu dünyada yapmaları gereken ameli yapmayanlar, öbür dünyada gerçeği anladıktan sonra, tekrar kurtulmaları için başka bir fırsat isteyecekler ve şöyle diyecekler. 23/ Müminun 106, 107. “Derler ki: Rabbimiz azgınlığımız bizi alt etti, biz, bir sapıklar topluluğu idik.” 107. “Rabbimiz bizi buradan tekrar çıkart, eğer bir daha yaptıklarımıza dönersek, o zaman, artık belli ki biz zalimlerden olanlarız.” Allah onların bu isteklerine sanki şöyle bir cevap verir. Dünyada yapılacak amel vardı, hesap yoktu, ama burada ahrette hesap var, amel yok. Allah gözünüzü açıp faydalanmanız için yani amel yapmanız için Peygamberlerin size getirip açıkladığı, ancak bir kere ele geçen bu fırsatı niye kaçırdınız? Ve Allah, şöyle cevap verir. 23/ Müminun 108, 109, 110, 111. “Kesin sesi, bana karşı konuşmayın artık, alçaldıkça alçalın cehennemde.” 109. “Çünkü kullarımdan bir zümre, gurup vardı ki onlar, Rabbimiz biz iman ettik, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhametlilerin en hayırlısı ve iyisisin demişlerdi.” 110. “İşte siz onları alaya alırdınız, sonunda onlar öyle ki bu davranışınız Beni anmayı size unutturdu, siz onlara hep gülüyordunuz.” Allah asi olanlarla yaptığı konuşmanın sonunda, Kurtulanlar için bakın ne buyurmuştur. 111 “Bugün de ben onları, amellerinin ve sabırlarının karşılığı olarak kurtuluşa ermekle mükafatlandırdım.”
Şimdi, soru şu, bu ayetlerde azap veren Allah’tan bir zulüm belirtisi görünüyor mu? Yani bir kimse, Allah’a karşı yalan uydurarak şöyle demeye cüret gösterebildi mi: Allah’ım, benim hakkımda yazdığını yazdın, şimdi ise kaçmaya gücüm yetmeyen bu yazgıdan dolayı beni hesaba mı çekiyorsun mazereti gösterebildi mi? Allah kendilerine sırf azap etmek istiyor diye cehennem için insan yaratmaz.