Kemal Yavuz

Hz. Peygamber'in Yetkisinin Olmadığı Konular

Kemal Yavuz

Peygamberin, Resullük/elçilik vazifesinin temeli Kur’an’a uyması ve tebliğ etmesidir. Peygamberimiz, bizim için örnek olduğunu, ama, peygamberimize dair bilgiler için de tek geçerli ve yeterli kaynağın Kur’an olması gerektiğini de yine Kur’an’dan öğreniyoruz. Onun için Kur’an’a başvurup, ayetlerle peygamberimizin yetkileri nedir, ne değildir onu Kur’an’dan öğrenmeliyiz.

1) Peygamber bir beşer insan olduğu için, Allah, peygambere kendini, kimliğini tanıtmasını istiyor ve kutsallaştırılıp, tanrılık payesi verilmemesi için, olağanüstü güçlerle donatılmadığı, diğer kullarla aynı kanuna, yaşam tarzına tabi olduğu anlatılıyor. Yani Allah’a ait hiçbir yetkinin, peygambere verilerek ilahlaştırılamayacağı bilinci veriliyor.

Diğer insanlar gibi yer, içer, gezer, uyur, hastalanır, savaşır kazanır ve kaybeder, hicrete mecbur kalır, kaybı bilmez, ölür yani insan olması nedeniyle, peygamber de olsa ilah olamaz/tanrılaştırılamaz.

18/Kehf 110, ‘De ki: Ben yalnızca sizin gibi bir beşer/insanım, şu var ki, bana, ilahınızın sadece bir tek ilah olduğu vahiy olunuyor. Artık her kim, Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş/amel yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.’ 2) Peygamberin kul oluşu, beşer/insan oluşunun yanında Allah’ın da kuludur. 27/Neml 91, ‘De ki: Ben ancak, bu şehrin/Mekke’nin Rabbine KULLUK etmekle emir olundum. Her şey de zaten Allah’a aittir.’  27/Neml 92, ‘Bana Müslümanlardan olmam ve Kur’an okumam emredildi. Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur, kim de saparsa onlara de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.’ 3) Peygamber’in, sadece Allah’ın, gönderdiği dine, uyması isteniyor ve din koyamayacağı, sadece Allah’ın dinine uyacağı emrediliyor. 39/Zümer 14, ‘De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak, Allah’a ibadet ederim.’ 4) Peygamber, Vahye/Kur’an’a uymak zorundadır. Ne din koyma ve ne de vahye müdahale etme yetkisine sahiptir.

10/Yunus 15, ‘Onlara ayetlerimiz açık, açık okunduğu zaman öldükten sonra bize kavuşmayı beklemeyenler, ya bundan başka bir Kur’an getir veya bunu değiştir dediler. De ki: Onu, kendi isteğimle değiştirmem, benim için olacak şey değildir, ben, bana vahiy olunandan başkasına uymam. Çünkü Rabbime isyan edersem, elbette büyük günün/ ahretin azabından korkarım.’ Peygamberler de dâhil olmak üzere hiç kimsenin din koyma yetkisi ve Kur’an’ı değiştirmesi söz konusu olamaz.  Bu Allah’ın emri farz, peygamberin uygulaması sünnettir, sünnet arayanlara.  

5) Peygamber de, hata yapabilir, bunu bir noksanlık değil de, ilah ve ilahlaştırılmaması içindir. 47/Muhammed 19, ‘Bil ki, Allah’tan başka tanrı /ilah yoktur, Resulüm, hem kendinin, hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile. Allah, gezip dolaştığınız yeri de, duracağınız yeri de bilir.’ 48/Fetih 2, ‘Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir.’

Yani, peygamberde olsa, günah işleyebilir, çünkü ilah/tanrı değildir, olmayan bir hata/günah affedilir mi? hatadan uzak olan ancak Allah’tır. 6) Allaha sığınıp, Allah’tan yardım dilemesi, peygamberimizin bir insan ve kul oluşundan ve günah, kötülük, şer gibi şeylerden Allah’a sığınmasını isterken aynı zamanda tanrılık vasıfları verilemeyeceğini de hatırlatıyor.

Yazarın Diğer Yazıları