Kemal Yavuz

Dini konuda soruları kime soracağız-2

Kemal Yavuz

Allah, dini konularda, fetva vereceklere/görüş belirteceklere fetvalarını KUR’AN ’dan vermelerini öğretmektedir. Dini, kim koyuyorsa, dinin sahibi kim ise onun vahyine gidip/teslim olup fetvayı vahiyden vermelidir. Dini konular, beşeri görüşlere verilemez, mesela 10/Yunus 15, “Onlara ayetlerimiz açık, açık okunduğu zaman, Bize kavuşmayı/hesap vermeyi beklemeyenler, ya bundan başka bir KUR’AN  getir veya bunu değiştir dediler. De ki: Onu/KUR’AN ’ı, kendiliğimden değiştirmem, benim için olacak şey değildir. Ben, bana vahiy, olunandan başkasına uymam, çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım.” 39/Zümer 23, “Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkmadan tekrar, tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu kitabın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah’ın zikrine/KUR’AN ’a ısınıp yumuşar. İşte bu kitap, Allah’ın dilediğini ve dileyip isteyeni doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Artık, kim de saparsa, ona yol gösterici olmaz.” 2/Bakara 170, Onlara Allah’ın indirdiğine/KUR’AN ’a uyun, denildiği zaman, hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz dine yola uyarız derler. Ya ataları, bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamışlarsa da mı?” uyacaksınız. Şimdi, birileri, yine, bağırıp çağırmaya başlayacak ve sünnet, hadis icma, alim ulema, mezhep ve tarikatlar ne olacak diye. Ne olacağını, Allah, açıklıyor, delil sadece KUR’AN , bunun dışındakiler sadece din kültürü olarak kalacak, dinde hiçbir bağlayıcılığı olmayacaktır. Delil, bu ve diğer pek çok ayetlerdir, peki kopartılan fırtına, bağırıp çağırma nedir, sadece boş bir avuntudur. Keşke, KUR’AN ’ı, anlayarak okuyup, konular iyice anlaşılsa, cevabını Allah, KUR’AN  da veriyor. Din ile kültür karıştırılmasa, zaten mesele anlaşılacak fakat, inatla anlaşılmıyor ve geçmişteki milletlerin yaptığı gibi, yanlışta ayak direniyor ve ısrar ediliyor. Tabi ki, bunun da din, koyma yetkisine ortak olunduğunu, bunu kabul etmeyeceğini, yetkilerini kimseyle paylaşmayacağını KUR’AN ’da açıklayan da Allah’tır. Tabi ki, peygamberler, mezhepler, alimler, dini konuda, ilim sahipleri, görüş belirtecekler, ama verilecek cevap KUR’AN ’dan olacaktır, burası iyi anlaşılıp ayırt edilmelidir. KUR’AN ’dan görüş belirtmek uygun, Ama dine ilave etmek, dinde olmayanı din demek, dine ortak olmak anlamındadır. Yani devleti yönetenlerin çıkarttıkları kanuna nasıl uyuluyorsa, Allah’ın kanununa uymakta böyledir. Fark şudur, Allah hata yapmaz, unutmaz, gafil olmaz, ama insanlar, peygamberde olsa, alimde olsa, mezhep/görüş sahibi de olsa, din koyamazlar ve hata yapmak zorundadırlar, böyle biline.  Hemen, peki, peygambere itaat, ne olacak diyenler hücum edecekler, edenlere cevabını biz değil sadece Allah verecektir. Eğer, başka kitaplara, ayrılan zaman, KUR’AN ın anlaşılması için ayrılsa, kafalarındaki soruların cevabını bulacaklar ve rahatlayacaklar. 33/Ahzab 36, “Allah ve Resulü bir işe/konuya hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi hükmü kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim, Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” 4/Nisa 80, “Kim Resule itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik.” Allah’ın ayetleri birbiri ile çelişmez, birbirini yalanlamaz, birbirini açıklar, çünkü LARAYBA FİİH tir, yani birbiriyle uyumlu ve çelişmeyen, yol gösterendir. Burada din koyan, hükmünü açıklayan Allah’tır, Allah’ın hükmüne göre, yani ayetlerle açıklayıp görüş beyan eden de peygamberler ve bizim peygamberimizdir. Peygamberimiz, KUR’AN , dışından hiçbir ilave ve eksiltme yapamaz buna Allah müsaade etmez, bu Allah’a, peygamberine yalan ve iftira uydurmaktır.

Yazarın Diğer Yazıları