Allahın koyduğu tabiat yasa ve kuralların iyi okuyamayıp, tedbir üretemeyenler, hep ben kazanayım, menfaatim olsun düşüncesi, bu tabiat kanunlarını okuyamayıp, denetimsizlikler, tedbirsizlikler, onlarca binlerce insanın ve diğer canlıların ölümüne, sakat kalmasına sebep olanlar, Kuranı devre dışı bırakan, sorumluluk üstlenmeyen, vicdanı sızlamayan, haksızlık, arsızlık yapıp, sonra da Allahın takdiri demeleri, Allah’ı suçlamaları işin başka bir hatasıdır. 7/Araf 56 “Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allaha korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Muhakkak ki, iyilik edenlere Allahın rahmeti çok yakındır.” 7/Araf 85 “..Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” İnsanlar olarak suçu, Allahın takdiri, Allah kaderimizi böyle yazmış diyerek, kendi suçumuzu unutup, suçu devlete, belediyelere atarak kendimizi suçlamadık. Devlet kanun çıkarttı, o kanunları, adam bulup, rüşvet vererek, alarak kim yaptı? Gökten zenbille birileri gelip onlar mı yaptı? Bunların vebali bizi bu hatalara getirdi, sonucu ağır ve acı oldu.
7/Araf 91 “Derken o şiddetli deprem onları yakalayıp yurtlarında diz üstü donakaldılar.” Allahın yaratışındaki tabiat kanunlarında, tarla yapın, ekin, biçin, yeşil tutun dediği tabiat kanunlarını kulak ardı yapılıp, görülmez ve duyulmaz oldu. nimet ve bereket teknesi ovaları, sahilleri, su kenarlarını, üç beş kuruşluk menfaat için, siyasi oy avcılığı karşılığında, evlere, iş yerlerine, dükkanlara, fabrikalara çevirdik. Tabiat ayetleriyle alay edilip unutuldu. Tabi ki, Allah’ı unutturdu, tabiat kanunları da sinirlendirildi, Allah size zulüm etmedi, siz kendinize ve çevrenize zulüm ettiniz. Sonra da dönüp Allahın takdiri, kaderi diye, Allaha iftira ettiniz. 22/Hac 10 “İşte bu tedbirsizlikten dolayı yapıp ettikleriniz yüzündendir. Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.” 59/Haşır 19 “Allah’ı ve yasalarını sünnetini unutan ve bu yüzden, Allahın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” İşin garip tarafı da şurasıdır ki, Kurana inandığını iddia edenler, bu ayetleri okumayı unutmuş, Kurana inanmayanlar bu ve tabiat ayetlerini iyi okuyup tedbir almışlardır, kim utanır bilmiyorum, vicdanlara havale ediyoruz. Burada milletimize de bir teşekkür borcumuzu dile getirelim. Çok kaybedilen güzel hasletler olduğu gibi, kaybedilmeyen bazı güzel hasletlerimiz de çok şükür ki, devam ediyor. Depremde hemen kenetlenip, depremzede kardeşlerimize yardıma koşmuşlar, devletiyle, milletiyle birlik olup yapılan hataların derdine deva olmuşlardır. Elbette bazı eksiklikler olmuştur ve olacaktır. Çünkü, normal bir hayattan afet hayatıyla karşılaşılmıştır. Elbette normal hayattaki gibi her şey olağan hayat nizamı gibi olmaz. Çok geniş bir coğrafi alanda yardıma ihtiyaç duyulmuş ve her yere aynı anda ulaşmak fiziki anlamda da ulaşılamaz bir ortam oluşmuştur. Devlet olmak, devletiyle birlik olmakta böyle zamanlarda milletimize yakışan bir görevdir. Her devletin ve milletin altında kalkamayacağı bir afetin imtihanını çok şükür ki, tüm kurumlarımızla el ele vererek, devlet ve millet olarak altından kalkmaya çalıştık. Devletimiz, Milletimiz ve sivil toplum kuruluşları ile eksiklikleri inşallah en yakın zamanda düzeltip yaraları saracağız.Teşekkürler, yardıma koşan dünya Miletlerine, yardıma koşanlara herkese Allah, böyle afetlerden inşallah tedbir ve ders alıp, cümlemizi korunmayı nasip etsin.